29 Aralık 2008 Pazartesi

Glitter Words


Yeni yıl için önce derin bir nefes alın. Öyle ki 365 gün yetsin
Yeni yılda sevin. Ama koşulsuzca seven bir kalbiniz olsun
Yeni yılda spor yapın. Öyle ki zinde bir vücutla geçirin günlerinizi
Yeni yılda zihninizi açın. Olumsuzluk düşünerek geçen bir gününüz olmasın
Yeni yılda yemek yiyin. Yiyin ama yediklerinizden zevk alın
Kısacası yeni yılı yaşayın . Ama yaşadığınızdan keyif alın.

Mutluluk, huzur,sevgi ve bereket dolu bir 2009 yılı geçirmeniz dileklerimle


Ç e r k e z k ı z ı

17 Aralık 2008 Çarşamba

BİRAZ ARA VERİYORUM

ÖNCE MÜZİK ....





MySpace background: CoolSpaceTricks.com

7 Aralık 2008 Pazar

16 Ekim 2008 Perşembe

BU 3 BEYAZI MUTLAKA TÜKETİN.


Kış geliyor ve 3 beyaz sahnede; karnabahar,lahana,pırasa....

(*Diğer seçenekler için sebzelerin üzerine tıklayınız*)

Bol bol tüketeceğimiz sebzeler bunlar.Dolayısıyla çeşitlilik önem arz ediyor.

Karnabahar çeşitlerine gelince aşağıdaki seçenek gerçekten nefis. Mutlaka denemelisiniz...

Tarif Lezzet dergisinden...



KARNABAHAR ÇORBASI

MALZEMELER:

1 adet karnabahar

1 adet kuru soğan

1 diş sarımsak

1 tatlı kaşığı hardal tozu

1 çay kaşığı muskat rendesi

1 su bardağı kaşar peyniri rendesi

2 su bardağıTavuk suyu

1 su bardağı süt

1 litre su

Zeytinyağ

Üzeri için:

Kırmızı pul biber

Tereyağ

Deniz tuzu

YAPILIŞI:

Soğanı yemeklik doğrayın.

Zeytinyağda kavurun.

Doğranmış Sarımsağı ekleyin.

Baharatları ve tuzunu koyun.

Tavuk suyunu ve suyu ekleyin.

Karnabaharı küçük küçük doğrayıp suya katın.

Haşlanana kadar pişirin.

Blender ile pütürsüz olana kadar parçalayın.

Kaşar peyniri ve sütü ekleyin.

Bir taşım daha kaynatın.

Tereyağda kırmızı biberi kavurun.

Servis yaparken çorbanın üzerine dökün.

Afiyet olsun.

15 Ekim 2008 Çarşamba

ARTIK KİLO ALMAK İSTEMİYORUM HATTA VERMEK İSİYORUM DİYORSANIZ....


KİLO VERMEKTEKİ Esas amaç, kişiyi şişman olmasına neden olan günlük yiyecek ve içeceklerden ve bunların verdikleri kalorilerden günde 250 ile 500 kalori daha az almasını sağlamaktır.

Böylece günde 250 kalori haftada 1750 kalori eder, bu da haftada 250 gram zayıflamak demektir.

Eğer günde 500 kalori daha az alınırsa, haftada (500X7 = 3500) kalori eder ki, bu da haftada yarım kilo zayıflamak demektir.

HANGİ BESİN KAÇ KALORİ ÖĞRENMEK İÇİN BURAYA TIKLAYIN


Şu halde, bizim Önerimize göre, günde ortalama 2400 veya 2500 kalori alan bir kişiyi, bundan, günde yalnız 500 kaloriyi kısıtlamaya davet etmektir.

Diğer bir deyimle, günlük alıştığı yiyecek ve içeceklerden % 20 veya % 25 kısıtlayıp daha az yiyecek ve içecektir.

Bu da, kolay ve hiç de zor olmayan bir rejimdir.

Zayıflamaya kararlı bir kişi, kalori değerleri yüksek olan yiyecek ve içecekleri, özellikle yağ ve yağlı besinleri azaltarak, doyuran ve fakat kalori değerleri daha az olanlardan nispeten daha fazla yemeli ve fakat bunlarda da ölçüyü kaçırmamalı.

Aksi takdirde, zayıflama yerine kilo alınır.

DİKKAT:

İdrar söktürücü ilaçlar, terletici sıcak banyolar sadece vücuttaki su kaybına neden olur.

Bunun da zayıflama ile hiçbir ilgisi yoktur.

Çünkü bir müddet sonra, vücut yitirdiği suyu yine tutar.

Hamam ve saunalardan sağlanan kilo vermeler de böyledir.

Kaybolan kiloların büyük kısmı sudur ve bu da sonradan yine alınır.

Şu halde, hamamlar ve sauna, hareket ve kan dolaşımı açılarından yararlı, zayıflama açısından verdiği sevinç, geçicidir, idrar söktürücü ilaç­larla ilgili bir husus da, bunların sürekli alındığında böbreklerin etkilendiği kanıtlanmıştır.

kaynak

DİKKAT

Kısa sürede zayıflamak isteyen kadınların başvurdukları yanlış yöntemler ,özellikle kas ve su kaybettiren yöntemlerden bazıları...
Akupunktur iğneleri, yanında verilecek düşük enerjili diyet listesine kişinin kendini hazır hissetmesini sağlar. Kilo verdirir, bu kilolar
aynı hızda geri alınır.

Pasif jimnastik aletleri kilo vermeyi sağlamaz, sadece ince görünmeyi sağlar.

Zayıflama çayları sadece su kaybettirir, kişi kendini zayıflamış hisseder. Vücut kaybettiği sıvıyı yerine koyduğu vakit kilolar geri gelmiş olur. Yaşanacak bağırsak tembelliği (kabızlık) ise cabası.
Tek tip besine dayalı diyetler bıkkınlık sağlar, kişide diyet sonrası aşırı besin ve kilo alımı görülür. Kaybedilen kas ve su da işin diğer bir boyutu.
Zayıflama ilaçları hekim kontrolünde alınmadığı taktirde kanser hatta ölüm gibi çok ciddi sonuçlara neden olmaktadır. Zaten tek başına alınan zayıflama ilacının bir etkinliği yoktur.
3 aylık diyet ve egzersiz tedavisine yanıt alınamadığı durumlarda destek olarak kullanılmalıdır.
Zayıflama eşofmanları ve Sauna şortlar sadece su kaybı sağlar. Zayıflamada önemli olan yağ kaybıdır


Başarısızlıkla sonlanmış her diyet vücutta zayıflamaya karşı direnç oluşmasına yol açar ve daha fazla kilo almaya neden olur. Sürekli kilo alıp vermektense, kilonuzu sabit tutmanız daha sağlıklı !

kaynak

DİP NOT:internet üzerinden hangi bilgiyi okursanız okuyun siz yine de doktor ya da diyetisyeninize danışmadan hiç birini uygulamayın.

13 Ekim 2008 Pazartesi

BAYAT EKMEKLE TATLI YAPALIM !!!

Evdeki bayat ekmeklerinizi hafif kuruduklarında rondo gibi bir parçalayıcı içine atarak galeta unu kıvamına getirin.
Şimdi de aşağıdaki tarifi uygulayarak tatlınızı yapın...

BAYAT EKMEK TATLISI

Malzemeleri:

3 yumurta

¾ su bardağı tozseker

¾ su bardağı sıvı yag

¾ su bardağı çekilmiş bayat ekmek

¾ su bardağı çekilmiş ceviz içi

1 paket kabartma tozu

1 paket vanilya

Şerbeti:

1 su bardağı tozşeker

1.5 su bardağı su

Üzerine :

1 su bardağı süt ile yapılan

Kakaoulu puding


Yapılışı:

Önce şerbeti hazırlayın.

Su ve şekeri karıştırıp kaynatın ve 10 dakika daha ateşte bırakın.

Şerbet soğurken kek hamurunu hazırlayın.

Yumurtalarla sekeri 10 dakika kadar mikser ile çırpın.

Daha sonra sırayla diger malzemeleri de katarak bir kaşıkla karıştırın


Karışımı kalıba dokup (20x20 kare kalıp )175 derecede 40 dakika kadar pisirin.

Kek biraz ılıyınca şerbetini dökün.


Kakaolu pudingi hazırlayıp şerbetli kekin üzerine yayın.

Soğumaya bırakın.

Hindistan cevizi ile süsleyip servis yapın.

Afiyet olsun.

1 Ekim 2008 Çarşamba

BEN YATIYORUM

Akşam annemle babam televizyon seyrediyorlardı.

Annem, 'Geç oldu,' dedi, 'zaten yorgunum, ben yatıyorum.'
Annem kalktı, mutfağa gitti.
Çerez-meyve tabaklarını çalkaladı kaldırdı.
Sabaha hazır olsun diye çaydanlığı doldurdu, demliğe çay koydu.
Şekerliğe baktı, dibinde az kalmış, üstüne ekledi.
Kahvaltı için buzluktan ekmek çıkardı, akşam yemeği için çözülsün diye de
eti aşağıya koydu.
Kahvaltı masasını hazırlamak için masanın üstündekileri topladı.
Telefonu şarja koydu, telefon defterini kapatıp yerine koydu.
Sonra çamaşır makinesinden ıslak çamaşırları çıkarıp astı ve makineyi
tekrar doldurdu.
Banyodaki çöp sepetini boşalttı.
Islak bir havluyu kurusun diye duş perdesinin borusuna astı.
Bir gömlek ütüledi, kopuk düğmesini dikti.Çiçekleri suladı.
Esneyerek gerindi ve yatak odasının yolunu tuttu.
Çalışma masasının yanından geçerken durdu, öğretmene tezkere yazdı, okul
gezisi için para sayıp ayırdı,
eğildi, sandalyenin altına girmiş ders kitabını aldı, masanın üstüne
koydu.
Kek tarifleri defterini çıkardı,arkadaşına söz verdiği tarifi bir kağıda
yazdı, çantasına koydu.
Bakkaldan alınacakları not etti, notu da çantasına koydu.
Sonra gitti, 3'ü 1 arada temizleme losyonuyla yüzünü yıkadı,dişlerini
fırçaladı.
Gece kremini ve kırışık önleyici nemlendiricisini sürdü.
Tırnaklarına baktı, törpüledi.
İçeriden 'sen yatmaya gitmemiş mıydın' diye seslenen babama 'şimdi
gidiyorum' deyip köpeğin su kabını doldurdu.
Kapıları pencereleri kontrol etti, holdeki lambayı yaktı.
Kardeşimin odasına gitti, oğlan uyumuş, lambasını söndürdü, bilgisayarını
kapattı,
gömleğini astı, yerdeki kirli çorapları toplayıp sepete attı.
Bana geldi, 'haydi yat artık, biraz da yarın çalışırsın,' dedi.
Kendi odasına gitti, saati kurdu, ertesi gün giyeceklerini hazırladı.
6 maddelik acil işler listesine 3 madde daha ekledi.
Kendi kendine iyi geceler diledi, hayallerinin gerçekleştiğini gözünün
önüne getirdi.
İşte o sırada babam televizyonu kapattı, ortaya öylece bir 'ben yatıyorum'
dedi ve gitti yattı.
Sizce bu işte bir gariplik yok mu?

Kadınların neden daha uzun yaşadığını merak etmiyor musunuz?
ÇÜNKÜ BİZİM YAPIMIZ UZUN ÇEKİŞLİ
(ve işimizi bitirmeden öyle çabuk çabuk ölemeyiz)!
Şimdi bu yazıyı tanıdığınız olağanüstü kadınlara gönderin - emin olun,
hepsi bayılacaktır.
SONRA DA ARTIK YATIN !

Nermin C.
kaynak: arkadaşımdan gelen bir e-mail'den alıntı...

24 Eylül 2008 Çarşamba

BAHARATLI VE HAVUÇLU KEK

Havuçlu kekin içindeki o hafif nemli hali ve süngerimsi dokuyu seviyorsanız işte tam size göre ayarlanmış oranlarda bir tarif… Keki pişirdikten sonra yanına bir fincan kahve almanızı şiddetle tavsiye ederim.

Hatta ben daha farklı bir tat arıyorum diyorsanız bu malzemelere muskat rendesi veya toz zencefilden 1,5-2 çay kaşığı kadar ekleyebilirsiniz…Keklere olduğu kadar kurabiyelere de çok güzel bir aroma verir bu iki baharat.




HAVUÇLU KEK

Malzemeler

2 Yumurta

1 su bardağı tozşeker

1 su bardağı zeytinyağ

½ su bardağı dövülmüş ceviz içi

1 su bardağı rendelenmiş havuç

1 su bardağı un

½ paket kabartma tozu

½ paket vanilya

1-2 çay kaşığı tarçın

Yapılışı:

Yumurta ve şekeri mikser ile çırpın

Yağı ,cevizi ve havucu katın.

Unun içine kabartma tozu,vanilya ve tarçını katıp karıştırın.

Diğer karışıma ekleyip kaşıkla karıştırmaya devam edin.

Yağlanmış tepsiye dökün. (24x10 cm lik dikdörtgen bir kalıp)

Önceden 175 dereceye ısınmış fırında 45-50 dakika pişirin.

Soğuyunca kalıptan çıkarın.

Afiyet olsun.




Zencefil
Nerelerde kullanılabilir?

Zencefil lifli bir kök olduğundan zaman zaman eşya ve yiyecek yapımında kullanılmaktadır. Şerbet, meşrubat ve likör yapımında da kullanılmaktadır. Ayrıca meyve tartları, bazı marmelatlar, kek ve kuru bisküvilere de ilave edebilirsiniz. Çorbalar, bakliyat yemekleri, patates, pilav ve salatalara da lezzet verir. Izgara etlere de ilave edilir. devamı

Muskat Nerelerde kullanılabilir?
Bazı çorbalarda, sebze pürelerinde, köfte ve gratenlerde kullanılır. Antiseptik ve iştah açıcı özelliklerinin yanı sıra mideye ve kalbe de iyi gelir. Ayrıca sebze yemeklerinde, tatlı hamur işlerinde, kekler, kurabiyeler ve çöreklerde kullanılır. Başta beşamel olmak üzere çeşitli soslara eklenir. Peynirli yiyeceklerle uyum sağlar. devamı...


18 Eylül 2008 Perşembe

TAVUKLU BULGUR KÖFTESİ



Bu yemeğin tarifi anneme ait. Annem bulgurlu olan köftesini önceden hazırlayıp derin dondurucuda muhafaza ediyor ve yapacağı zaman çıkartıp buzu çözülünce diğer işlemleri aynen uyguluyor.O zaman da pratik ama farklı ve lezzetli bir yemek oluveriyor.

Kayınvalidem ise Afyon'da Göce köftesi olarak bilinen farklı bir bulgurlu köfte yapıyor. Meraklısına işte tarifi burada




TAVUKLU BULGUR KÖFTESİ

Malzemeler :
1-2 adet haşlanmış tavuk göğsü
1 su bardağı bulgur
½ su bardağı sıcak su
1 yemek kaşığı salça
1 su bardağı un
1 yumurta
Tuz
Karabiber

Sos :
½ çay bardağı Zeytinyağ
1 tatlı kaşığı salça
1-2 yemek kaşığı limonsuyu
2 diş dövülmüş sarımsak
1 tatlı kaşığı kuru nane

Yapılışı:

Haşlanmış tavuğu diderek küçük parçalara ayırın.
Bulguru sıcak su ile ıslatın.
Un ,yumurta,salça,tuz,karabiberi ekleyip karıştırın.
Fındıktan biraz büyük köfteler hazırlayın.
Tavuğun haşlama suyuyla bulgur köftelerini haşlayın.
Didilmiş tavuk parçalarını üzerine koyup biraz daha pişirin.

Tüm sos malzemelerini karıştırıp hafif kavurun .

Tavuk etli bulgur köftelerini tabağa alıp üzerine sos dökün.

Servis yapın.

Afiyet olsun.

15 Eylül 2008 Pazartesi

FALAFEL ve yanında KIRMIZI LAHANA TURŞUSU

Felafel nedir, diye merak salanlar için açıklayalım: Felafel, Ortadoğu coğrafyasına özgü vejeteryan bir yemeğin adı.
(Filistin, Israil, Lubnan ve Misir)
Ana malzemesi öğütülmüş nohut. İçine birkaç çeşit sebze, hafif baharatlar, bazen bakla ve bolca maydanoz karıştırılıyor.

Kalori oranı ise yok denecek kadar az. Hafif acılı özel sosla birlikte yediğinizde lezzeti iki kat artıyor.


Kalorisi sıfıra yakın olan felafelin en büyük özelliği yüksek sıcaklıkta yağda 35 saniye kızartılması. A24 isimli özel yağda kızarıyor kızarmasına ama neredeyse birkaç gram yağ bile çekmiyor içerisine. Özel bir aletle yuvarlandığı için el değmiyor, yeterince hijyenik.((İstanbul Taksim'deki Felafel House)) Yazının devamı



Bütün bu falafel bilgilerinden sonra bir de tarif gerekli değil mi ??
Merak edip yapmak isteyenler için işte tarif:

FALAFEL

Malzemeler:

1 su bardağı (bir gece onceden ıslatilmis) nohut (ya da kuru bakla)
2-3 dis dövülmüş sarımsak
1 orta boy kuru sogan
1 cay kasigi kabartma tozu
1 tatlı kaşığı toz kişniş
1 tatlı kasigi kimyon
Tuz
Karabiber
Yeterince un

Kizartmak icin sivi yag

Yapilisi:

Soğan ve nohutları blenderda parçaladıktan sonra un hariç tüm malzemeyi katın ve karıştırmaya devam edin.
1 saat oda sıcaklığında dinlendirin.
Eğer kıvamı değişmiş ve sulanmışsa fazla suyu alıp un ekleyin
Elde yuvarlak köfteler yapacak hale gelene kadar un ekleyebilirsiniz.
Sonra da küçük köftelerinizi kızgın ama bol yağda kızartmaya başlayın.
Afiyet olsun

Not: Ben koyamadım ama siz harcın içine bolca kıyılmış maydonoz eklemeyi unutmayın.

Yanında ikram edebileceğiniz kırmızı lahan turşusunu yapmak isterseniz işte onun tarifi de burada...

KIRMIZI LAHANA TURŞUSU

Malzemeler:

Lahana
Deniz tuzu
Üzüm sirkesi




Yapılışı:

Lahanaları ince ince kıyın
Üzerine tuz döküp elinizle ovun.
Bu halde 4-5 saat bekletip yıkayın.
Lahanaları kavanozlara doldurun.
Her kavanozun yarısına kadar da sirke koyun.
Ağzını kapatıp arada bir çalkalayarak karıştırın.
2-3 gün sonra turşunuz hazır.

Bu haliyle buzdolabında 1 ay kadar saklayabilirsiniz.
Salatalarınıza ekleyerek servis yapın.

Afiyet olsun.


Eğer HUMUS yapmak istiyorsanız tarif için buraya tıklayın.

11 Eylül 2008 Perşembe

RAMAZANDA PASTIRMALI BİR BÖREĞE NE DERSİNİZ?

İftar sofralarında iftariyelik olarak hurma,zeytin ve pastırma başköşeyi alır.

Bu börek ise iftariyelik değil ama hoş bir ara sıcak olarak sunulabilir.
Hazır elimizin altında pastırma bulunuyorken pastırmalı paçanga böreğini denemenin tam zamanı ...

Nefis bir tat ;yemeye doyamayacaksınız.






PAÇANGA BÖREĞİ

MALZEMELER:
100 gr Dilimlenmiş çemensiz pastırma
1 adet Domates
2 adet Sivribiber
½ su bardağı rendelenmiş Kaşar peyniri
Yumurta beyazı
2 adet Yufka
Sıvıyağ

YAPILIŞI:

1-2 yemek kaşığı zeytinyağı kızdırın ve içine doğranmış sivribiberleri koyun ve kızartın
Pastırmayı ilave edin
Rendelenmiş domatesleri de tavaya ilave edin ve 1-2 dakika karıştırın.
Bu karışım soğuyunca üzerine rendelenmiş kaşar peyniri ekleyin ve karıştırın.
Biraz su ve yumurta akını bir kase içinde karıştırın.
Bu arada üçgen şeklinde kestiğiniz yufkaların her birinin içine önce fırça ile yumurta akını
sürün sonra da 1 yemek kaşığı pastırmalı malzeme koyun ve sigara böreğinden biraz kalınca yuvarlayarak sarın.
Kızgın sıvıyağın içine hazırladığınız börekleri atın ve kızartın.
Sıcak olarak servis yapın.
Afiyet olsun.

kaynak

3 Eylül 2008 Çarşamba

KIZARMIŞ TAZE BAMYA

BAMYA KIZARTMASI

Bamyayı nasıl yersiniz ?

Hiç kızartmayı denediniz mi ?

Ben de ilk duyduğumda çok şaşırmıştım ama tadına bakınca kesinlikle ben de denemeliyim dedim.

İşte kısmet bu güneymiş.

Bamyaları ayıklayıp yıkayın.

Kurulayarak tavada, zeytinyağda kızartın. Tavanın tabanını kapatacak kadar yağ koymalısınız fazla değil.

İlk başta kapağını yarım kapalı tutun , sıçramalar geçince açabilirsiniz…

Üzerine ise sarımsaklı ve domatesli bir sos hazırlayın… İşte bu kadar...

Afiyet olsun.

1 Eylül 2008 Pazartesi

MEVSİM SEBZELERİYLE GÜVEÇ




RAMAZAN MENÜSÜ

Ramazan geldi hoş geldi.. Herkesde hoş bir telaş da başladı. Bu gün ne pişirsem sorusuna verilecek cevap öyle geçiştirilecek türden değil. Çünkü bugün Ramazan.

Bizde de ilk iftar yemeğimiz için daha özenli bir hazırlanış vardı.


İlk gün ki menümüz şöyleydi:

Ezogelin çorbası

Paçanga böreği (yakında)

Güveç

Makarna

Bamya kızartması(yakında)

Salata

Tel kadayıf

Ramazan pidesi

Sonraki günlere bakalım neler pişireceğim….

Mevsim sebzelerinin zamanı geçmeden ,en taze halleriyle henüz kurutulmadan ve buzluklara kalkmadan tümünü birleştirip bir güveçte türlü pişirmek istedim .
Çok kolay bir yemek ama çok da bereketli bir yemektir türlü.

Güvecin en altına kuşbaşı doğranmış etleri koyup zeytinyağ ile biraz kavurdum.
Üzerine sırayla doğranmış soğan,patates,kabak,bamya,patlıcan,domates,yeşil biber,sarımsak,tuz koyup biraz daha zeytinyağ ve 1 çay bardağı kadar su ekledim.
Güvecin ağzını kapatıp 1 saat kısık ateşte pişirdim...
Suyunu çektiyse servise hazır demektir.
Afiyet olsun

9 Temmuz 2008 Çarşamba

CANIM BABAMA.....


1 Temmuz 2008 Salı

YUMURTA SIVI MI KATI MI ??

HAŞLANMIŞ YUMURTA NEDEN KATIDIR ? ?

Su kaynadığı zaman buharlaşır ve gaza dönüşür.
Çiğ yumurta da sıvıdır ama kaynatınca katılaşır.
Neden ??

Yumurta su,protein ve yağlardan oluşur. Çiğ yumurta sıvı haldedir çünkü su proteinler arasında serbestçe dolaşabilmektedir.

Bir yumurta ısıtıldığında içindeki tüm moleküller titreşmeye başlar. Yün yumağı şeklindeki proteinler çözülür,şekilleri değişir ve birbirine dolaşmaya başlarlar. Su ise oluşan bu ağın arasında kalır, serbestçe dolaşamadığı için yumurta katılaşmış olur.

Çılbır yaparken konan sirke , yumurtanın yüzeyindeki proteinlerin özelliklerinin değişmesine yol açar . Böylece yumurtalar pişmeden önce sıcak suda dağılmazlar.

Katı yumurta yaparken , kabuğun çatlayınca akının sızmasını önlemek için suya tuz atabilirsiniz. Tuz , sızan proteinlerin özelliğini sıcak sudan daha önce değiştirecek ve kabuktaki çatlak kapanacaktır.

kaynak

30 Haziran 2008 Pazartesi

KIŞ HAZIRLIKLARI : KAYISI REÇELİ

PORTAKAL AROMALI KAYISI REÇELİ
Bir başka kış hazırlığım ise reçel yapmak. Haziran ayında bolca bulabileceğiniz kayısıyı , reçel veya marmelat olarak değerlendirebileceğiniz gibi yazın kurutup kışın hoşaf yapabilirsiniz...

Bu yıl ki kayısılarımız abimin bahçesinden toplandı. Yani doğal ortamından ellerimizle toplayıp yine kendi ellerimizle yaptık reçelimizi...

Bu reçelin tadına doyamayacaksınız; neden mi??
Portakal kabuğu rendesi katacaksınız içine de ondan. Elinizin altında varsa mutlaka deneyin...

Aşağıdaki bilgileri de yosunbukaylagüzelşeyler'in sayfasında okudum ve sizlerle de paylaşmak istedim.

1-reçel yapımında kalın tabanlı çelik tencere önerilir.amaç yüksek ateşte reçelin dibinin tutmamasını sağlamaktır

2-kevgir ise oluşan köpükleri almak içindir.alınmadığı takdirde reçelin tadı bozulur

pişirme sırasında tahta kaşık kullanılır.

3-şeker miktarına gelince genel kural net meyve miktarı ile net şeker miktarının birbirine eşit olması.yalnız bunun genelleme olduğunu hatırlatalım çünkü meyveler sulu ise şeker miktarı artırılır, susuz ise azaltılır

elma ayva armut gibi pektin dediğimiz ve bu meyvelerin özellikle çekirdeklerinde bulunan koyulaştırıcı maddenin varlığı halinde şeker miktarı hafif düşürülür.

4-meyve-şeker karışımı bir tencereye alınır harlı ateşte sonra orta ateşte ara ara karıştırılarak pişirilir.

bazen de önce şurup ön kaynatma yapılıp sonra meyveler atılır.ev yapımı reçellerde meyve şeker su(gerekiyorsa) yeterlidir.

5-profesyonel reçel yapımcıları ise glikoz,pektin gibi katkı maddeleri ekler.

saf şeker olan glikoz ,reçelin çabuk soğumasını ve de içindeki meyvelerin diri ,

renginin ise daha parlak olmasını sağlar.

genellikle 1 kg meyve için 100g glikoz yeterlidir.

6-dayanıklılığını artırmak için de şaşmaz bir biçimde limontuzu ve asit tartarike kullanırlar.

ev yapımı reçellerde ise 1kg reçele 2-3 g arasında limontuzu yeterlidir.

bu gerçekten de reçelin ömrünü uzatır.

7-pektini ise pişme süresini kısaltmak ve meyveleri biraz daha doğal renkleriyle saklayabilmek ve de ekstra kıvam sağlayabilmek için yapım aşamasında eklerler.ev yapımı reçellerde ise buna gerek yoktur.

8- meyvelerin pişme sırasında dağılmaması ve çok parlak bir görünüm alması için bazı reçellerin yapımı sırasında kireç kaymağı kullanılır

ağırlık olarak 1 ölçü sönmemiş kirece 4 ölçü su konarak kireç söndürülür. Karıştırarak eritilir tamamen.5- 6 saat sonra kabın üzerinde berrak bir su oluşur.işte bu suyun adı kireç kaymağıdır.

kireç kaymağı başka bir kaba alınır.dipte kalan kireç varsa kapta gene sulandırılır kireç bitene kadar işlem tekrar edilir.kireç kaymakları kullanılmak üzere bir kenara kaldırılır.

kireç kaymağına yatırılacak meyveler bir kaba konur üzerini örtecek kadar kireç kaymağı eklenir.yaklaşık 5 saat bu suda bekletilirler.sonra alınarak en az 4-5 kere bol suyla yıkanıp süzdürülürler.

kireç kaymağında bekletilerek reçeli yapılanlar: çilek,kayısı,kabak,domates,patlıcan ve karpuz kabuğudur.

9-reçel pişerken kavanozlar da bir kenarda hazır tutulmalıdır.kavanozlar sterilize edilmiş olmalıdır. kaynar suda bekletilmeli temiz bir havlu üzerine ters çevrilmelidir.reçel konacak kavanozlar asla silinmez.kendi kendilerine kurumaya bırakılır.

reçel çok sıcak kavanoza boşaltılırsa taneler çöker.bir müddet beklenip öyle kavanoza alınmalı.

10-reçel kavanoza ağzına kadar doldurulur.böylece kapakla arasında hava kalmayacağı için oksidasyon önlemiş olur.bunu desteklemek için reçel veya marmelatın üstüne bir yağlı kağıt konmalı sonra kapak sıkıca kapatılmalıdır.



Gelelim bizim reçelin tarifine :

PORTAKAL AROMALI KAYISI REÇELİ

MALZEMELER:

1 kg kayısı

750 gr tozşeker

1 lt su

1 yemek kaşığı portakal kabuğu rendesi

1 tatlı kaşığı limon suyu

YAPILIŞI:

Su ve şekeri karıştırıp koyulaşana kadar kaynatın.

Kayısıların çekirdeklerini çıkarıp 4'e bölün.
Suya test yaparak kıvamını ayarlayın(Su dolu bir bardak içine kontrol edilecek reçelden bir damla damlatılır.
Eğer damla dağılmadan bardağın tabanına kadar inerse reçel
kıvamını bulmuştur.)
Kıvamına gelince kayısıları ekleyin ve kaynatmaya devam edin.
Portakal kabuğu rendesini katın.
Yine istenen kıvama gelince limon suyunu ekleyip ateşten indirin.

Kavanozlara paylaştırıp ağızlarını kapatın.
Kavanozları ters çevirip soğumaya bırakın.
Güneş almayan serin bir yerde muhafaza edin.
Afiyet olsun.

26 Haziran 2008 Perşembe

KÜÇÜK BİSKÜVİ PASTACIKLAR

Kakaolu ve haşhaşlı bu bisküviler pastacıkdan farksız... Yumuşak ve yoğun kakao tadıyla, çay yada bir fincan kahvenin yanına müthiş yakışıyorlar .

HAŞHAŞLI BİSKÜVİ

MALZEMELER:

1 su bardağı pudra şekeri

1 yemek kaşığı tereyağ

3 yemek kaşığı zeytinyağ

1 yumurta

3 yemek kaşığı kakao

1+1/2 su bardağı un

1 çay kaşığı kabartma tozu

ÜZERİ İÇİN:

2-3 yemek kaşığı beyaz haşhaş tohumu

YAPILIŞI:

Şeker ,yağ ve yumurtayı iyice karıştırın.

Kakao ,un ve kabartma tozunu ekleyip yoğurmaya devam edin.

Tüm malzemeler birbirine karışınca buzdolabında yarım saat bekletin.

Hamuru 0.5 -1 cm kalınlığında merdane ile açıp kalıplarla kesin.

Önce bi yüzünü haşhaşa batırın.

Yağlı kağıt serili tepsiye dizin.

Sonra elinizle hafifçe bastırarak haşhaşları sabitleyin.

200 dereceye ısınmış fırında 10 dakika pişirip çıkarın.

Soğuyunca servis yapın

Afiyet olsun.

23 Haziran 2008 Pazartesi

ÇAY, SİMİT VE PEYNİRLE...




Ne güzel söylemiş düş hekimi Yalçın Ergir basit yaşayacaksın basit diye değil mi ?

Ben de ne zaman simit ,çay ve peyniri bir araya getirsem hep bu şiir aklıma gelir.

Ve sizi gitar solo eşliğinde bu şiiri ve tarifimi okumaya davet ediyorum...



BASİT YAŞAYACAKSIN
Mesela susayınca su içecek kadar basit.
Dört çıkacak, ikiyi ikiyle çarptığında.
Tek düğmesi olacak elindeki cihazın;
tek bir düğme, tek bir cümle gibi;
sevince lafı dolandırmadan söylediğin
“seni seviyorum” gibi.
Basit bir öpücük yetecek sana;
basit sıcak bir öpücük
ve o öpücükle dolacak tüm günlerin, tüm düşlerin.
O öpücük için yapacaksın hayatının kavgasını,
o öpücük için yiyeceksin hayatının dayağını.
Kabak çekirdeği verecek sana
rakamların veremediği mutluluğu.
El yazısıyla yazılmış eğri büğrü bir mektup olacak
en değerli kağıdın;
hep yanında taşıdığın,
atmaya kıyamadığın.
İki harekette giyiniverecek,
İki harekette soyunuvereceksin.
Kısacık olacak uyanman
ve yola çıkman arasında geçen süre;
kısacık olacak
sıcacık kollara dolanman
ve yolculuklara çıkman arasında geçen süre.
Kendin bile anlayabileceksin yazdıklarını;
bakışların bile anlatabilecek kendini.
Beklentilerin de basit olacak.
Kaf Dağı’nın önünde bekleyecek mutluluklar.
Bir ıslıkta bulabileceksin en uzun dostluk romanını;
ya da bir damla gözyaşı yaşatacak sana
en ucuz aşk romanını.
Pankreasının sağlığına dua edeceksin kapatırken gözlerini.
Zafer işareti yapacaksın tuvaletten çıkarken.
Bir kaşarlı tost olacak aradığın
nasıl oturacağını bilemediğin sofrada;
parmakların olacak en kıymetli çatalın.
Yine, aynı parmaklar çözecek en karmaşık denklemleri.
İskender’in kılıcı duracak avukat rehberinin yanında.
Bir filarmoni orkestrası veremeyecek sana
kontrplak bir gitarda, doğru basılmış bir
“fa diyez”in mutluluğunu.
Makyajın ilk “a” sına kadar bilmen yetecek.
Temizlik kokacak en pahalı parfümün
Bilmiyorum” diyebileceksin bilmediğinde
ve çok normal olacak onu da bilmeyişin.
Tek dereden su getirmen yetecek,
bir “istemiyorum” diyebilmeye.
Ne durduğu farketmeyecek abanın altında.
Saatin, sadece saati gösterecek;
Telefonunu sadece telefon etmek için kullanacaksın.
Küçük bir not defteri olacak bilgini en hızlı sayan.
Basit yaşayacaksın, basit.
Sanki yaşamın bir gün sona erecekmiş gibi basit...


SİMİT

MALZEMELER;

1 yumurta
200 ml süt
200 ml ılık su
200 ml zeytinyağ
2 yemek kaşığı toz seker
1 tatlı kaşığı tuz
800 gr un
1 paket kuru maya


ÜZERİ İÇİN

pekmez
susam

YAPILIŞI:
Tüm malzemeyi kulak memesi kivaminda yogurun.
Mayalanmaya bırakın. 30-40 dakika
Ben her zaman ki gibi ekmek makinemde yoğurup mayalandırdim.
Kabaran hamurdan parcalar kopartip elinizle uzun rulo yapin
İki ucu birleştirin ve kendi etrafında çevirerek halka haline getirip birleştirin.
Önce pekmeze sonra susama batirip yagli kagit serilmis tepsiye dizin.
200 dereceye isitilmis firinda pisirin.

Afiyet olsun.....

20 Haziran 2008 Cuma

BİR DALDA İKİ KİRAZ


Mayıs ayında semt pazarlarında, tezgahlarda görmeye başladık ancak ilk günlerinde öyle pahalıydı ki almaya cesaret edemedik .
Haziran ayında ise hem bollaştı hem de fiyatları epey düştü.
Mevsimi geçmeden bol bol tüketin.

Kiraz meyvesi ağrıların dindirilmesinde aspirinden daha fazla etkili oluyor. Araştırıcılar bu etkiyi kirazda bulunan ‘antosiyanin’ isimli kimyasalın yaptığını bildirmektedirler. Kirazda 12-25 miligram arasında antosiyanin bulunmakta ve bu maddenin ağrı kesici etkisinin aspirinden on kat daha fazla olduğu bildirilmektedir. Araştırıcılara göre, günde 20 kiraz yemek bir aspirin almakla eşdeğer görülüyor. Ayrıca kirazda bulunan antosiyanin maddesi E ve C vitaminlerine benzer antioksidan etkiler yapmaktadır DEVAMI
















Bu fotoğraf ise kiraz ağacının nisan ayındaki hali; baharda kar yağmış misali

18 Haziran 2008 Çarşamba

MİS GİBİ VANİLYA KOKULU ŞEKERPARELER





Çok hafif bir tatlı tarifim var bugün.

Siz de hazır almak yerine evde tatlı yapmayı tercih ediyorsanız hem kolay hem de lezzetli bu tarifi mutlaka denemelisiniz.

Hatta vanilyasını sakın kısıtlamayın,şerbetine de koyun, bayılacaksınız bu vanilya kokulu şekerparelere....



ŞEKERPARE

MALZEMELER :

(20 adet )

125 gr oda sıcaklığında tereyağı
1 yumurta (sarısından bir miktar ayırın)
1 çay bardağı irmik
1 çay bardağı toz şeker
½ paket kabartma tozu
1 paket vanilya
200 gr un (yaklaşık 2 su bardağı kadar)

ÜZERİ İÇİN :
1 yumurta sarısı
Dövülmüş Antep fıstığı
ŞERBET İÇİN :
2 su bardağı su
1+1/2 su bardağı toz şeker
3-4 damla limon suyu
1 paket vanilya

YAPILIŞI:
Tüm malzemeyi yoğurup kulak memesi yumuşaklığında bir hamur elde edin.
Hamurdan cevizden biraz daha büyük parçalar koparıp rulo biçiminde yuvarlayın.
Hafif bastırarak pişirme kağıdı serilmiş tepsiye dizin.
Üzerine yumurta sarısını sürün.
Bir çatalla üzerine çizikler atın
Önceden175 dereceye ısıttığımız fırında yaklaşık 30-35 dk., kızarana kadar pişirin.
Çok iyi pişirmek gerekiyor.
Kurabiyeler tel ızgara üzerinde soğurken şerbeti hazırlayın
Kurabiyeleri kenarları derin bir tepsi içine alın.
Sıcak şerbeti ılık kurabiyelerin üzerine dökün.
3-4 saat şerbeti çekmelerini bekleyin ,Antep fıstığı dökerek servis yapın.
Şerbeti çektiğinden emin olunca kalan şerbeti tepsiden alın ki iyice yumuşayıp dağılmasın.

Afiyet olsun



17 Haziran 2008 Salı

PUDİNGLER VE SOSLAR NEDEN TOPAKLANIR ?

Sosların ve pudinglerin topak topak olmalarının nedeni, malzemelerin yanlış sırayla eklenmesidir.

Nişasta kıvamı sağlar, ama yanlış kullanılırsa topaklanmaya da yol açar.

Yemeklerde genellikle mısır nişastası, patates nişastası,buğday unu ve pirinç unu gibi nişastalar kullanılır.

Eğer et suyu ile sos yapıyorsanız, buğday ununu sıcak yağa veya soğuk sıvıya katmanız gerekir. Böylece nişasta tanecikleri yağla iyice karışır. Sosun diğer malzemeleri eklendiğinde topaklanmazlar.

Pudingler de topak topak olabilir.(Paketlerde hazır olarak satılanlar elbetteki topaklanmıyor.)

Eğer toz nişastayı doğrudan sıcak suya veya süte katarsanız nişasta taneciklerinin dışı yapışkan hale gelir,içleriyse kuru kalır.İçlerinde ham nişasta olan bu topaklar parçalanmaz.

Ama nişastayı soğuk sıvıya eklerseniz,nişasta taneciklerieşit bir biçimde dağılır,sıvıyı emer,sünger gibi şişer. Topak topak olmalarına fırsat kalmaz. Siz karışımı ısıttıkça ,nişasta tanecikleri daha da fazla sıvı emer ve puding koyulaşır.

KAYNAK

16 Haziran 2008 Pazartesi

KİRPİ KURABİYE


Acemi Şef Esra’nın sayfalarında gördüğümden beri aklımdaydı bu kirpicikler…

Bu güne kısmetmiş hazırlamak .Hoş bir vesile ile ve büyük bir keyifle hazırladım bu kurabiyeleri.

Her biri ile tek tek uğraşmak biraz zaman alıyor ama uzun ve zahmetli bir sürenin sonunda dünyaya gözlerini açan İREM bebek ve abisi MERT için zahmete değiyor doğrusu.

İrem bebeğe hoş geldin onun annesi ve çok sevdiğim arkadaşıma da kolay gelsin diyorum.




NOT: Detaylı bilgi ve foto için buraya tıklayınız.

Acemi şef’ten aynen aktarıyorum.
Ben sadece gıda boyası ile biraz renklendirdim.


Kurabiyemizin hamurunu hazırlamaya başlamadan önce ucu sivri bir makası (küçük dikiş makasları daha iyi oluyor) güzelce yıkayıp, kaynattığımız suyun içine koyalım ki dezenfekte olsun.

Hamur Malzemeleri:

4,5 çay bardağı un

135 gr. oda ısısında margarin veya tereyağı

5 tepeleme çorba kaşığı pudra şekeri

1 yumurta akı

2 çay kaşığı şekerli vanilin

Yapılışı:

Tüm malzememizi yoğurup 4-5 parçaya ayıralım.

Buzdolabında 1 saat dinlendirelim.

Süre sonunda her bir parçayı dolaptan tek tek çıkarıp şekil vereceğiz çünkü hamurumuzun şeklini kaybetmemesi için soğuk olarak fırına girmesi gerekiyor.

Fırınımızı 175 dereceye ısıtalım.

Dolaptan aldığımız hamur parçasından ceviz kadar bir parça koparalım.

(Hamuru ne kadar küçük şekillendirirseniz içi o kadar iyi pişer)

Bu parçayı bir ucu sivri olacak şekilde yuvarlayalım.

Sivri ucu makas ile kirpinin ağzınını oluşturmak üzere yatay olarak keselim.

Üst kısmından bir miktar boşluk bıraktıktan sonra (surat kısmı olacak) yine makasımızla hamuru kirpinin dikenlerini oluşturmak üzere yanyana keselim.

Bu işlemi hamurun üst yüzeyi boyunca tekrarlayalım.

Hazırladığımız kirpinin göz kısmını oluşturmak üzere varsa iki adet boncuk şekeri hamurun ön kısmına koyup, elimizle birbirine doğru yaklaştırarak bastıralım.

Göz için kuş üzümü, çörek otu, damla çikolata vs. de kullanabilirsiniz.

Hazırladığımız kirpileri ısınmış fırına koyalım. Üzerleri pembeleşene kadar pişirelim. Daha sonra fırından hemen çıkarıp soğumaya bırakalım.

Afiyet Olsun!

15 Haziran 2008 Pazar

BU GÜN BABALAR GÜNÜ


















TÜM BABALARIN BABALAR GÜNÜ KUTLU OLSUN. *******************BU KİTAP DA MİNİK TOSBAA'NIN HEDİYESİ BABASINA....

8 Haziran 2008 Pazar

MISIR ŞURUBU NASIL ŞİŞMANLATIR???




Mısır şurubu…Neredeyse her yerde değil mi?

Mısır nişastasından yapılan mısır şurubu renksiz ve şeffaf olup, yüksek miktarda fruktoz içerir.
Bal tadındadır.
Şeker kamışı şekerinden daha tatlıdır ve şekerleme, kek, ekmek, reçel ve çeşitli içeceklerin yapımında kullanılabilir.


Sizi şişmanlatıyor olabileceğini hiç düşündünüz mü ?

İşte bunun nedeni : Yüksek fruktozlu mısır şurubu (HFSC) birçok içeceğin şeker içeriğini karşılarken, ketçap, salata sosları ve bazı tür ekmekleri tadlandırmaya kadar birçok yiyecekte kullanılır. Bununla beraber vücutta sindirim sistemindeki açlığı kontrol eden hormonlara çelme takıp bozulmalarına neden olur.

Sonuç: Dolu ve tok bir mideye sahip olduğunuzu beyine iletmesi gereken hormonlar düzgün işlemez böylece daha fazla açlık duyarsınız. Bugünden itibaren yiyeceklerdeki besin değerleri etiketlerini daha dikkatlice okuyun ve tükettiğiniz mısır şurubu miktarını azaltarak daha sağlıklı olun.

Sindirim sisteminizdeki iki temel hormon sayesinde açlığınızı ve iştahınızı kontrol edersiniz.

Grelin hormonu midede saklanır ve iştahınızı arttırır. Mideniz boşaldığınızda grelini dışarıya salgılar ve yiyecek ihtyacı duyduğunuzu beyine iletir.

Leptin ise beyninize midenizin dolu olduğunu söyleyen hormondur. Yüksek fruktozlu mısır şurubu leptin hormonunu saklar ve beyninize tok olduğunuz mesajının iletilmemesine sebebiyet verir.

Aynı şurup konu greline gelince kesinlikle çalışmasını engellemez ve midenizde yeteri kadar yiyecek bulunsa bile beyninize devamlı aç olduğunuz mesajının iletilmesini sağlar.
Yüksek fruktozlu mısır şurubu tüketiminin yaygınlaşması, belki de yaygınlaşma olan obezite sorunun fizyolojik nedeni olabilir.

Şekerden daha ucuz olduğu için birçok yiyecek ve içecekte yüksek fruktozlu mısır şurubu kullanılmaktadır.

Birçok üretici, ürünlerindeki yağ miktarını azaltıp bunu özellikle belirtirken, arttırmakta oldukları mısır şurubu oranından bahsetmemektedir.

Bütün bunların anlamı artık yiyecek ve içeceklerdeki besin değerleri etiketlerini daha dikkatli okumanız ve yağ içermese bile şişmanlamanıza neden olacak bu şuruptan biraz kaçınmanızın size büyük yararı olacağıdır.


KAYNAK

3 Haziran 2008 Salı

DEREOTLU MEZZANELLİ



Çin'de binlerce yıldan beri bilinen 18 yy. da Marco Polo tarafından keşfedilerek Avrupa'ya getirilen makarna İtalyan mutfağının başlıca özelliğini teşkil eder. Bilhassa Napoli'liler bunu kendi milli yemeği olarak kabul etmişlerdir.

Makarna sert buğday unu, nişasta, yumurta ve gerektiğinde tereyağı, ıtırlı bitkiler, renklendiriciler gibi katkı maddeleri ile hazırlanır.

Makarna ince hamur mânasına gelen İtalyanca Maccheroni’ den alır.

İtalyanlarda çok sayıda makarna çeşidi vardır. Bunlardan bazılarını belki lâzım olur diye yazalım. Makarnalar : Acini di pepe, Bucatini, Cannelloni, Cavatelli, Ditali, Ditalini, Farfalle, Fusilli, Fettuccini, Maccaroni, Mafalde, Margherite, Mastaccioli, Mastaccioli rigate, Mezzani, Occhi di lupo, Perciatelli, Rigatoni, Spaghetti, Spaghettini, Spiedini, Tripolini, Tufo, Tufoli rigate, Ziti. Erişteler : Fettuccelle, Fettıcini, Gnocchi, Lasagne, Tagliatelle.

Makarnaların fotoğraflarını görmek için buraya tıklayın...

İtalya'da olduğu kadar tüketilmese de ,Türkiye'nin makarna çeşidi az değildir. Adını biçimlerinden alan Çubuk, Düdük, Yüksük, Fiyonk, Kelebek, Burgu, Mantı, Bukle, Dirsek, Bülbül yuvası, Boncuk, İnce kesme, Kalem, Fırın makarna gibi türleri vardır.

Ayrıca son zamanların modası olan yabancı kelime kullanma makarnalara da sirayet etmiş market raflarında Rigatoni, Lumachine Rigate, Papardelle,Spagetti, Mezzanelli, Lazanya gibi isimler boy göstermeye başlamıştır.

Makarna sınıfına giren şehriye çeşitleri : Arpa, Oyma, Tel, Yıldız şehriye ve en eski Türk makarnası olan Erişteyi sayabiliriz.

Makarna pişirmenin önemli noktaları :

Makarna pişirmenin ilk ve en önemli şartı İtalyan'ların deyimi ile al dante olmasıdır. Bunun mânası makarnanın kaynamış hamur haline getirilmeden dişler arasında hissedilmesidir.Bu tarzda pişirilen makarna her hangi bir sosla hemen birleşir ve sindirimi son derecede kolaydır. Şimdi de iyi makarna pişirmenin şartlarına göz atalım.

1- Oldukça büyük bir kap seçmeli ve pişirilecek makarnaya göre tanelerin suyun içinde serbest olup birbirine yapışmamasını sağlayacak kadar bol kaynar su olması gerekir. Pratikte 500 g. Makarna için 6 litre su kullanılır.

2- Tencerenin içindeki su kaynamaya başlarken içine 2 çorba kaşığı tuz ve 2 çorba kaşığı zeytinyağı ilâve etmeli. Tuz koymanın sebebi suyun kaynama şiddetini arttırmaktır. Yağ ise kayganlaşan makarnaların kolayca dökülüp sosla karışmasını kolaylaştırır.

3- Kaynayan suya makarnaların hepsini birden atmak lâzımdır. Burada dikkat edilecek husus bilhassa spagetti pişirirken makarnaların kırılmamasını sağlamaktır.

Şayet kullanılan tencere yeteri kadar derin değilse spagettileri tahta bir kaşıkla yavaş yavaş suya daldırmak lâzımdır.

4- Makarnalar pişerken tahta bir kaşıkla sık sık karıştırmak gerekir.

5- Hiçbir zaman makarnalar lüzumundan fazla pişirilmemelidir. Meselâ spagetti 6-8 dakika, ev makarnaları 4 dakika, lazanyalar 12-15 dakika arasında pişirilir.

6- Makarna piştikten sonra hemen bir süzgeçten geçirilmelidir. Bu arada şuna da dikkat edilmelidir : Süzgeci son damla su akana kadar kuvvetlice sallamak gerekir. Eğer sulu kalırsa makarna pişmeye devam eder ve yumuşak unlu bir tadı olur. Bazılarının ileri sürdüğü gibi pişen makarnalar soğuk sudan geçirilmez, zira soğuk makarna sıcak sosla iyice birleşmez.

7- En son olarak da makarna iyice süzüldükten sonra dumanı tütercesine yanında ya da üstünde sosu olduğu halde servise sunulmalıdır.

MAKARNALARIN YAPI TAŞLARI VE KALORİ MİKTARLARI:

Protein=7.7

Karbonhidrat=67

Yağ=5

Kalori=390



KAYNAK


Yukarıdaki makarna Pastavilla Mezzanelli ile yapıldı... Gelelim makarnamızın tarifine:

MALZEMELER:

250 gr uzun makarna

3 lt. Su

1 yemek kaşığı Tuz

1 yemek kaşığı Zeytinyağı

SOSU

1 su bardağı süt

1 yemek kaşığı un

½ çay bardağı Zeytinyağı

1-2 çay kaşığı Tuz

1-2 çay kaşığı Karabiber

HARCI

Beyaz peynir

Dereotu

YAPILIŞI

Büyük bir tencereye su konur.

Kaynamaya başlayınca bir yemek kaşığı tuz ve yağ ilâve edilir.

İçine makarna konarak çok yumuşak olmayacak şekilde pişirilir,hemen süzülür.

Soğuk su ile soğutulur.

Un, yağ ile kavrulur ve süt eklenir.

Çırpma teli ile karıştırılır

Tuz,karabiber eklenir.

Dereotu ince ince kıyılır ve peynir ile karıştırılır.

Pişen uzun makarnalar boyuna uygun uzun bir kalıp içine bir sıra dizilir.

Üzerine beşemal sos dökülüp tekrar bir sıra makarna dizilir.

Orta kısma gelince peynirli harç konur ve aynı şekilde işlem sürdürülür.

200 derece fırında üzeri kızarana kadar pişirilir.

Ilınınca kalıp ters çevrilir ve dilimleyerek servis yapılır.

Afiyet olsun.

2 Haziran 2008 Pazartesi

KİLO VERMENİN 50 DEĞİŞİK YOLU


KAYNAK

Restoranların cazibesine kapılmayın. Hatta menüyü açmayın bile. Neyi sipariş edip etmemeniz gerektiğini nasılsa çok iyi biliyorsunuz.(Melisa Hayırlıoğlu)

İşte size 3-4 kilo vermenin 50 değişik yolu. Beğendiğiniz birini deneyin. Eğer biri işe yaramazsa, bir diğerine geçin. İpuçlarından birini bir ay boyunca düzenli olarak uygulan bakalım, kaç kilo vereceksiniz?

1- Tamamen unutun

Sık yediğiniz, yağ oranı yüksek bir yiyeceği seçin ve onu 40 gün için tamamen unutun. Bu süre sonunda o yiyeceğin tadı ağzınızdan silinecektir.

2- Yiyeceklerinizin miktarını azaltın

Her zaman yediğiniz miktarı indirin. Hala istediğiniz şeyi yiyor olacaksınız. Büyük bir ihtimalle kendinizi aç hissetmeyeceksiniz ve her gün esaslı bir şekilde kalori tasarrufu ettiğinizi göreceksiniz.

3- Aynı tadı verenler arasında her zaman daha düşük kalorilisini seçin

Örnek: Portakal suyu (l fincan 110 kalori) yerine domates suyu (l fincan 45 kalori) için. Yarım bardak vişne suyunu yarım bardak soda ile karıştırdığınızda kalorisi yüzde 50 düşer.

4- Ölçüyü kaçırmayın

Dışarıda yemek yediğiniz zaman, bir antre ve ufak bir salata yiyin.

5- Yağ defterini kapatın

Restoranların cazibesine kapılmayın. Hatta menüyü açmayın bile. Neyi sipariş edip etmemeniz gerektiğini nasılsa çok iyi biliyorsunuz.

6- Atıştırmayı bırakın

Arabanın içinda atıştırıyor musunuz? Telefonla konuşurken bir şeyler yiyor musunuz? Vazgeçin...

7- İçtiğiniz süte dikkat edin

Eğer her gün süt içme huyunuz varsa, perhiz yapanlar için piyasadaki yağsız sütleri tercih edin. Her gün l fincan yağlı süt yerine, içeceğiniz l fincan yağsız süt, haftada 32 gr yağ almayı engeller.

8- Ev yemeklerine “dur” deyin

Gelecek bir ay için annenizin, ya da akrabalarınızın davetlerini kabul etmeyin.

9- Buzdolabınıza baskın yapın

Bu baskın her zamanki gibi, birşeyler atıştırmak için olmasın. Buzdolabının kıyısında kösesinde kalmış bol kalorili yiyecekleri atın.Mutfak dolabınızdaki yağlı cipsleri, mısır gevreklerini ve kuru yemişleri atın. Mutfağınızda sizin için kötü olan bütün yiyecekleri, önümüzdeki 30 gün için, belki de ebediyyen yasaklayın.

10- Haftasonlarını özelleştirin

Ağır yemekleri ve yağlı brunchları ortadan kaldırın, iki dilim ekmek kızartın, bunun üzerine taze çilek veya mango koyun. Beyaz şarap veya az alkollü bira için. Pazar öğleden sonraları dondurulmuş yoğurt yiyin.

11- Sinema menünüzün şeklini değiştirin

Gelecek ay sinemaya giderken yiyeceğinizi yanınızda götürün. Bu bir muz olabilir, ya da evden götüreceğiniz sağlıklı yarım sandviç.

12- Daha çok su ve soda

Alkolün yerine su ve soda içmeye özen gösterin. Vücudunuzdaki yağ parçacıklarının kaybolduğunu göreceksiniz. ‘Hızlı ve hareketli olun’ Gündelik ve iş yaşamınızda hareketli ve hızlı olmaya çalışın ki, bol bol kalori yakın. Boş vakitlerinizde yürüyüşe çıkın.


13- Vücudunuzu lifle doldurun
Aç kalmaktan kaçının. Çok lifli besinler midenize dolgunluk hissi verir. Böylece mideniz kazınmayacak ve açlık hissetmeyeceksiniz.
14-Yağa “dur” deyin
Vermeyi amaçladığınız kilonun yanında günde almanız gereken maksimum yağ miktarı, aldığınız günlük kalorinin yüzde 25’ini oluşturur. Bu miktarı daha aşağı düşürmeyin. Yağ enerji verir. A,B,E,K vitaminleri vücut için yararlı fonksiyonlara sahiptir.
15- Diyet yiyeceklere sadık kalın
Birkaç kilo verince hemen rahatlamayın, ihtiyacınız olan besinleri bol miktarda depolayın, meyve ve sebzeler, sebze çorbaları, kuskus, bulgur, ayıklanmamış pirinç gibi...
16- Çikolata yeme isteğinizi bastırın
Eğer adet öncesi dönemdeyseniz, çikolata yeme isteğinizi kesinlikle engelleyemiyorsanız, küçük mini barlardan alın veya şekersiz, sıcak kakao, yağsız puding kullanın.
17- İşkolik olun
Gelecek ay şirketin yemekhanesine girmeme kararı alın. Kahve ve çay içmek için ya da kendi getirdiğiniz sandviçi yemenin dışında... Şirketteki doğumgünü ve partilerde şerefe kaldırdığınız kadehin içinde soda olsun.
18- Kremayı kesin
Bir sinema yıldızı, içinde krema kelimesi olan hiç birşeyi yemediğini söylüyor. Kremalı pasta, kremalı çorba gibi. Çünkü o, krema demenin yağ demek olduğunu biliyor. Bunun tek istisnası, yağsız krem peynir demektir.
19- Kalorileri azaltın
Kalorileri azaltmayı bir oyun haline getirin. Bugün yediklerinizin kalori miktarını hesaplayın, yarın bundan 50 kalori düşün. Öbür gün bir 50 kalori daha düşün. Günde 1200 kalorinin altına düşmemeye dikkat edin.
20- Kahvaltı edin
Hiçbir zaman kahvaltıları atlamayın. Yağsız yoğurdun içine muzu dilimleyin. Pişmiş yulafın içine kuru üzüm koyup yemeyi deneyin.
21- Bütün dikkatinizi yiyeceğinizde toplayın
Kilosundan yakınan insanlar, genelde yemek yerken televizyon seyreden, ya da konuşan kimselerdir. Sofrada insanlarla konuşmak dışında yemek yerken bütün işlerden vazgeçin.
22- Sebzeye düşkün olanlar
Sağlığınız için günde en az 5 çeşit sebze ve meyve yemeniz gerekir. Bunu gerçekten deneyin. Şişkinlik hissetmeden nasıl tok durduğunuza şaşıracaksınız. Böylece doygunluk hissi veren yağsız, bol lifli bu yiyecekler, yememeniz gerekenlere midenizde çok az yer bırakır.
23- Fast Food’a dikkat edin
Fast Food, diyetiniz için iyi bir seçim değildir. Fakat bazen Wendy’s veya Mc Donald’s ziyaret etmek zorunda kalırsanız, sade hamburger ve diyet içecekleri tercih edin.
24- Vücudunuzu çalıştırın
Sizi daha aktif olmaya zorlayacak bir part-time iş edinin, yada gönüllü yapacağınız bir iş bulun. Yaşlı komşunun köpeğini gezdirin.
25- Süratinizi arıtırın
Yaptığınız iş ne olursa olsun, bunu daha fazla kalori yakacağınız bir seviyeye getirin. Bir hafta içinde birçok kez yürüyüş yapıyorsanız, haftada bir yapın ama yürümek yerine koşun. Akşam yemeğini bir tabureye oturarak mı hazırlıyorsunuz? Ayağa kalkın. Etrafı toparlarken müzik setinde çalan parçanın eşliğinde dans ederek hareket edin.
‘Lifli yiyecek yiyin!’ Fast food beslenmeyi bırakın. Öğünleri sıklaştırın ve sizi tok tutacak lifli gıdalarla beslenmeye çalışın. Öğünlerinizde meyve ve sebze ağırlıkta olsun.
26- Ufak bir çocuğu veya köpeği ödünç alın
Çocuğunuz veya köpeğiniz yoksa, bir ay için cumartesi ve pazar günleri bir yakınınızın küçük çocuğuna bakın, ya da arkadaşınızın köpeğini yürüyüşe çıkarmayı üstlenin. Herkes sizin ne kadar yardımsever olduğunuzu düşünürken, siz bol bol enerji harcayacaksınız.
27- Spor yapın
Öğle yemeği randevularınızı spor salonunun randevuları ile değiştirin. Sağlıklı, ufak bir öğle yemeğinden sonra spor ayakkabılarınızı giyin, arkadaşınızla buluşun ve bir yerlere gidin. Hızlı bir yürüyüşe çıkın veya mevsimine göre yüzmeye yada bir aerobik sınıfına katılın.
28- Zoru deneyin
Hiç denemediğiniz fakat istediğiniz ama gözünüzü korkutan bir spor var mı? Dağcılık, buz pateni, ralli size korku mu veriyor? Eğer fiziksel olarak bunları yapmaya uygunsanız hemen bunlarla ilgili bir sınıfa yazılın. Bu, belki de hayatınız boyunca vazgeçemeyeceğiniz bir uğraş olacak ve kilolarınız tahmininizden çok önce kaybolup gidecek.
29- Günde bir saatinizi kendinize ayırın
İşyerinde çok kötü bir gün geçirdiyseniz, arkadaşlarınız ile oturup sohbet etmek güzel. Fakat sohbet ederken biraları bitirip, fıstık kesesini parlatmayın. Yorucu bir günün sonunda bisikletle dolaşmayı deneyin, ne kadar dinlendiğinizi göreceksiniz.
30- Dans edin
Sadece Cuma geceleri dans etmek yerine bir hafta boyunca, gün aşırı dans edeceğiniz yerlere gidin veya sevgilinizi, eşinizi bir dans kursuna yazılması için ikna edebilirseniz, kilolarınızı kaybederken aşk hayatınıza yeni bir heyecan da katmış olursunuz.
31- Etrafı toplayın
Halının üzerine yayılmış gazeteleriniz milattan önceye mi ait? Camları en son ne zaman sildiğinizi hatırlayabiliyor musunuz? Biraz iş yapmak kimseye zarar vermez. Ayrıca, kilolarınızı daha çabuk vermenizi sağlar.
32- Tekrar çocuk olun
Çocukluğunuzda en çok sevdiğiniz oyunları düşünün. Paten kaymak mı? Hulo-Hope mu, yoksa ip atlamak mı? Bunları tekrar denemeyi düşünün.
33- Asansöre binmeyin
Önünüze gelen her merdiveni egzersiz yapacağınız bir fırsat olarak düşünün, istediğiniz kiloya gelinceye kadar asansöre binmeyi aklınıza bile getirmeyin.
34- Kaslarınızı geliştirin
Eğer vücudunuzu geliştirmediyseniz, hemen çalışmaya başlayın. 2-3 kg ağırlığında el ağırlıkları alın. Yeni başlayanlar için vücut geliştirmeyle ilgili bir video kasetten yararlanın. Gözle görülür bir şekilde kilo kaybederken vücudunuz, kaslarınız gelişecek ve metabolizmanız en fazla yağ yakacak şekilde çalışacaktır.
35- Bir sağlık köyüne gidin
Bir sağlık köyüne gitmek hem zihin, hem beden çok iyi bir deneyim olur. Pek çok egzersiz yapacak, düşük yağlı yiyecekler yiyecek ve bol bol şımartılacaksınız. Başlangıçta ne kadar kilolu olursanız olun, bir hafta sonunda bunların büyük kısmını kaybetmiş olacaksınız.
36- Yavaş yemek yiyin
Fazla kilolular, hızlı yemek yiyenlerdir. Arkadaşlarınızla veya ailenizle ne zaman yemek yerseniz yiyin, yemeği en son bitiren kişi siz olun.
37- Sıkı gelen giysilerinizi deneyin
Her sabah kalktığınızda ilk işiniz üzerinize dar gelen pantolon veya şortları denemek olsun. Bu yiyeceğinize dikkat etmekte, sizi gün boyu motive edecektir.
38- Hayallerinizi kutulayın
İstediğiniz kiloya indiğinizde yapmayı planladığınız herşeyi hatırlatacak bütün fotoğrafları, reklamları, yazıları kesip bir kutunun içine koyun. Birşeyler atıştırmak istediğinizde ya da jimnastik yapmaya hevesli olmadığınızda kutuyu açıp bakın.
39- Yatak odası atıştırmalarından uzak durun
Eğer sizde pek çoğunuz gibi yatak odası dahil, evin her tarafında atıştırıyorsanız, bunu bir kere daha düşünün. Ne kadar çok yerde yemek yemek için kendinize izin veriyorsanız, o kadar çok yemek yiyorsunuz demektir. Bir süre için yemek saatlerinde, yemek odası dışında diğer yerlerde yemek yemeyi kendinize yasaklayın.
‘Abur cuburu bırakın’ Eğer zayıflamaya kararlı iseniz, kesinlikle abur cuburdan uzak durmalısınız. Evde canınız sıkıldığında şekerleme yapın, ama sakın abur cubura el atmayın.


40- Kendinizi ödüllendirin
En çok sahip olmak istediğiniz 5 eşyanın listesini yapın. Her l kilo verdiğinizde ve bunu bir hafta koruduğunuzda,kendinize listedeki bir şeyi satın alın.
41- Diyetle ilgili konuşmayı yasaklayın
Bir şeyi ne kadar çok konuşursanız, bu hayatınızı o kadar etkiler. Başka insanlarla diyetiniz ve beslenme tarzınızla ilgili konuşmaları kendinize yasaklayın. Eğer sözü açılırsa nazikçe konuşmak istemediğinizi belirtin. Kilolarınızı sessizce ve kendinize özel verin.
42- Beraber diyet yapabileceğiniz bir arkadaş bulun
Her sabah birbirinize telefon açıp o gün yemek listenizde ne yemek olduğunu anlatın. Ayrıca canınız yasak olan bir şeyi çektiğinde telefonla konuşursanız bu istekten vazgeçebilir, birbirinize yardımcı olabilirsiniz.
43- Tasarruf yapın
Gerçekten ihtiyacınız olmayan bir şeyi ne zaman yemek isterseniz, ona vereceğiniz parayı bir kavanozun içine atın. Birkaç hafta sonra paraların çokluğu size ne kadar çok şey yemediğinizi hatırlatacak ve bu para ile kendinize bir hediye alabileceksiniz.
44-Sofra yerine sevgilinizin yanına gidin
Sevgiliniz kanepeye uzanmış gazete okuyor. Buzdolabında bir kutu dondurma!.. Bu ikisi arasında sevgilinizi seçtiğinizde, kalçalarınız ve sevgiliniz bu seçimden mutlu olacaktır.
45- Kendinize hoş şeyler söyleyin
Doğru bir şey yaptığınızda, mesela bir kilo verdiğinizde veya başkasının tabağında kalan pirzolaları görmezden geldiğinizde, kendinize hoş birşeyler söyleyin ve kendinizi övün.
46- Flört edin
Tutku, kiloları eritir. İkiniz korkmadan restoranlara gitmeye başlayabilirsiniz. Çünkü, aşıkken kim yiyecekleri düşünebilir ki?
47- Kilo vermek için bir mazeret bulun
Genelde insanlar düğünlerden, mezuniyet törenlerinden, özel davetlerden önce kilo vermeye çalışırlar, îyi bir bahane. Sizde önünüzde düğün yada başka bir tören yoksa, bir bahane yaratın. Örneğin, gelecek ay şirket genelinde bir toplantı varsa, bu toplantıda çalıştığınız bölümü tanıtacak bir rapor sunmayı teklif edin. Yalnızca kilo vermekle kalmayıp, şirketteki kariyerinizide sağlamlaştıracaksınız.
48- Abur cubur yemeyin
Verilecek 2-3 kilo bir yanda, kilolarınıza kilo katacak abur cuburlar diğer yanda ve siz bugüne kadar hiç aç kalmasanız da bunlardan bir türlü uzak kalamadınız. Bütün gün yapacaklarınızı planlayın. Sinemaya gidin, yürüyün, kendinizi bir romanın içine gömün ve şekerleme yapın. Ne yaparsanız yapın, yeter ki buzdolabından uzak durun.
‘Asansörü kullanmayın’ Gerek iş yerinde gerekse evinizde asansörü kullanmazsanız, kendiniz ve sağlığınız için büyük bir iyilik yapmış olursunuz.


49- Kendinize karşı katı olun
Gerçekten ” bir kereden hiçbirşey olmaz” mı? Belki de bunun için kaybetmeye çalıştığınız 2-3 kilo var. Canınız dondurma çektiğinde veya canınız spor yapmak istemediğinde “hayır” demesini bilin... Kendinizi biraz zorlamanız, kilolarınızın kaybolmasını çabuklaştıracaktır.
50- Mayonuzu giyin
Yılın hangi mevsimi olursa olsun, bir boy aynasının karşısına geçin, mayonuzu giyin. Bu daha fazla egzersiz yapmanız ve diyetinize sadık kalmanız için yeterlidir.