30 Haziran 2008 Pazartesi

KIŞ HAZIRLIKLARI : KAYISI REÇELİ

PORTAKAL AROMALI KAYISI REÇELİ
Bir başka kış hazırlığım ise reçel yapmak. Haziran ayında bolca bulabileceğiniz kayısıyı , reçel veya marmelat olarak değerlendirebileceğiniz gibi yazın kurutup kışın hoşaf yapabilirsiniz...

Bu yıl ki kayısılarımız abimin bahçesinden toplandı. Yani doğal ortamından ellerimizle toplayıp yine kendi ellerimizle yaptık reçelimizi...

Bu reçelin tadına doyamayacaksınız; neden mi??
Portakal kabuğu rendesi katacaksınız içine de ondan. Elinizin altında varsa mutlaka deneyin...

Aşağıdaki bilgileri de yosunbukaylagüzelşeyler'in sayfasında okudum ve sizlerle de paylaşmak istedim.

1-reçel yapımında kalın tabanlı çelik tencere önerilir.amaç yüksek ateşte reçelin dibinin tutmamasını sağlamaktır

2-kevgir ise oluşan köpükleri almak içindir.alınmadığı takdirde reçelin tadı bozulur

pişirme sırasında tahta kaşık kullanılır.

3-şeker miktarına gelince genel kural net meyve miktarı ile net şeker miktarının birbirine eşit olması.yalnız bunun genelleme olduğunu hatırlatalım çünkü meyveler sulu ise şeker miktarı artırılır, susuz ise azaltılır

elma ayva armut gibi pektin dediğimiz ve bu meyvelerin özellikle çekirdeklerinde bulunan koyulaştırıcı maddenin varlığı halinde şeker miktarı hafif düşürülür.

4-meyve-şeker karışımı bir tencereye alınır harlı ateşte sonra orta ateşte ara ara karıştırılarak pişirilir.

bazen de önce şurup ön kaynatma yapılıp sonra meyveler atılır.ev yapımı reçellerde meyve şeker su(gerekiyorsa) yeterlidir.

5-profesyonel reçel yapımcıları ise glikoz,pektin gibi katkı maddeleri ekler.

saf şeker olan glikoz ,reçelin çabuk soğumasını ve de içindeki meyvelerin diri ,

renginin ise daha parlak olmasını sağlar.

genellikle 1 kg meyve için 100g glikoz yeterlidir.

6-dayanıklılığını artırmak için de şaşmaz bir biçimde limontuzu ve asit tartarike kullanırlar.

ev yapımı reçellerde ise 1kg reçele 2-3 g arasında limontuzu yeterlidir.

bu gerçekten de reçelin ömrünü uzatır.

7-pektini ise pişme süresini kısaltmak ve meyveleri biraz daha doğal renkleriyle saklayabilmek ve de ekstra kıvam sağlayabilmek için yapım aşamasında eklerler.ev yapımı reçellerde ise buna gerek yoktur.

8- meyvelerin pişme sırasında dağılmaması ve çok parlak bir görünüm alması için bazı reçellerin yapımı sırasında kireç kaymağı kullanılır

ağırlık olarak 1 ölçü sönmemiş kirece 4 ölçü su konarak kireç söndürülür. Karıştırarak eritilir tamamen.5- 6 saat sonra kabın üzerinde berrak bir su oluşur.işte bu suyun adı kireç kaymağıdır.

kireç kaymağı başka bir kaba alınır.dipte kalan kireç varsa kapta gene sulandırılır kireç bitene kadar işlem tekrar edilir.kireç kaymakları kullanılmak üzere bir kenara kaldırılır.

kireç kaymağına yatırılacak meyveler bir kaba konur üzerini örtecek kadar kireç kaymağı eklenir.yaklaşık 5 saat bu suda bekletilirler.sonra alınarak en az 4-5 kere bol suyla yıkanıp süzdürülürler.

kireç kaymağında bekletilerek reçeli yapılanlar: çilek,kayısı,kabak,domates,patlıcan ve karpuz kabuğudur.

9-reçel pişerken kavanozlar da bir kenarda hazır tutulmalıdır.kavanozlar sterilize edilmiş olmalıdır. kaynar suda bekletilmeli temiz bir havlu üzerine ters çevrilmelidir.reçel konacak kavanozlar asla silinmez.kendi kendilerine kurumaya bırakılır.

reçel çok sıcak kavanoza boşaltılırsa taneler çöker.bir müddet beklenip öyle kavanoza alınmalı.

10-reçel kavanoza ağzına kadar doldurulur.böylece kapakla arasında hava kalmayacağı için oksidasyon önlemiş olur.bunu desteklemek için reçel veya marmelatın üstüne bir yağlı kağıt konmalı sonra kapak sıkıca kapatılmalıdır.



Gelelim bizim reçelin tarifine :

PORTAKAL AROMALI KAYISI REÇELİ

MALZEMELER:

1 kg kayısı

750 gr tozşeker

1 lt su

1 yemek kaşığı portakal kabuğu rendesi

1 tatlı kaşığı limon suyu

YAPILIŞI:

Su ve şekeri karıştırıp koyulaşana kadar kaynatın.

Kayısıların çekirdeklerini çıkarıp 4'e bölün.
Suya test yaparak kıvamını ayarlayın(Su dolu bir bardak içine kontrol edilecek reçelden bir damla damlatılır.
Eğer damla dağılmadan bardağın tabanına kadar inerse reçel
kıvamını bulmuştur.)
Kıvamına gelince kayısıları ekleyin ve kaynatmaya devam edin.
Portakal kabuğu rendesini katın.
Yine istenen kıvama gelince limon suyunu ekleyip ateşten indirin.

Kavanozlara paylaştırıp ağızlarını kapatın.
Kavanozları ters çevirip soğumaya bırakın.
Güneş almayan serin bir yerde muhafaza edin.
Afiyet olsun.

26 Haziran 2008 Perşembe

KÜÇÜK BİSKÜVİ PASTACIKLAR

Kakaolu ve haşhaşlı bu bisküviler pastacıkdan farksız... Yumuşak ve yoğun kakao tadıyla, çay yada bir fincan kahvenin yanına müthiş yakışıyorlar .

HAŞHAŞLI BİSKÜVİ

MALZEMELER:

1 su bardağı pudra şekeri

1 yemek kaşığı tereyağ

3 yemek kaşığı zeytinyağ

1 yumurta

3 yemek kaşığı kakao

1+1/2 su bardağı un

1 çay kaşığı kabartma tozu

ÜZERİ İÇİN:

2-3 yemek kaşığı beyaz haşhaş tohumu

YAPILIŞI:

Şeker ,yağ ve yumurtayı iyice karıştırın.

Kakao ,un ve kabartma tozunu ekleyip yoğurmaya devam edin.

Tüm malzemeler birbirine karışınca buzdolabında yarım saat bekletin.

Hamuru 0.5 -1 cm kalınlığında merdane ile açıp kalıplarla kesin.

Önce bi yüzünü haşhaşa batırın.

Yağlı kağıt serili tepsiye dizin.

Sonra elinizle hafifçe bastırarak haşhaşları sabitleyin.

200 dereceye ısınmış fırında 10 dakika pişirip çıkarın.

Soğuyunca servis yapın

Afiyet olsun.

23 Haziran 2008 Pazartesi

ÇAY, SİMİT VE PEYNİRLE...




Ne güzel söylemiş düş hekimi Yalçın Ergir basit yaşayacaksın basit diye değil mi ?

Ben de ne zaman simit ,çay ve peyniri bir araya getirsem hep bu şiir aklıma gelir.

Ve sizi gitar solo eşliğinde bu şiiri ve tarifimi okumaya davet ediyorum...



BASİT YAŞAYACAKSIN
Mesela susayınca su içecek kadar basit.
Dört çıkacak, ikiyi ikiyle çarptığında.
Tek düğmesi olacak elindeki cihazın;
tek bir düğme, tek bir cümle gibi;
sevince lafı dolandırmadan söylediğin
“seni seviyorum” gibi.
Basit bir öpücük yetecek sana;
basit sıcak bir öpücük
ve o öpücükle dolacak tüm günlerin, tüm düşlerin.
O öpücük için yapacaksın hayatının kavgasını,
o öpücük için yiyeceksin hayatının dayağını.
Kabak çekirdeği verecek sana
rakamların veremediği mutluluğu.
El yazısıyla yazılmış eğri büğrü bir mektup olacak
en değerli kağıdın;
hep yanında taşıdığın,
atmaya kıyamadığın.
İki harekette giyiniverecek,
İki harekette soyunuvereceksin.
Kısacık olacak uyanman
ve yola çıkman arasında geçen süre;
kısacık olacak
sıcacık kollara dolanman
ve yolculuklara çıkman arasında geçen süre.
Kendin bile anlayabileceksin yazdıklarını;
bakışların bile anlatabilecek kendini.
Beklentilerin de basit olacak.
Kaf Dağı’nın önünde bekleyecek mutluluklar.
Bir ıslıkta bulabileceksin en uzun dostluk romanını;
ya da bir damla gözyaşı yaşatacak sana
en ucuz aşk romanını.
Pankreasının sağlığına dua edeceksin kapatırken gözlerini.
Zafer işareti yapacaksın tuvaletten çıkarken.
Bir kaşarlı tost olacak aradığın
nasıl oturacağını bilemediğin sofrada;
parmakların olacak en kıymetli çatalın.
Yine, aynı parmaklar çözecek en karmaşık denklemleri.
İskender’in kılıcı duracak avukat rehberinin yanında.
Bir filarmoni orkestrası veremeyecek sana
kontrplak bir gitarda, doğru basılmış bir
“fa diyez”in mutluluğunu.
Makyajın ilk “a” sına kadar bilmen yetecek.
Temizlik kokacak en pahalı parfümün
Bilmiyorum” diyebileceksin bilmediğinde
ve çok normal olacak onu da bilmeyişin.
Tek dereden su getirmen yetecek,
bir “istemiyorum” diyebilmeye.
Ne durduğu farketmeyecek abanın altında.
Saatin, sadece saati gösterecek;
Telefonunu sadece telefon etmek için kullanacaksın.
Küçük bir not defteri olacak bilgini en hızlı sayan.
Basit yaşayacaksın, basit.
Sanki yaşamın bir gün sona erecekmiş gibi basit...


SİMİT

MALZEMELER;

1 yumurta
200 ml süt
200 ml ılık su
200 ml zeytinyağ
2 yemek kaşığı toz seker
1 tatlı kaşığı tuz
800 gr un
1 paket kuru maya


ÜZERİ İÇİN

pekmez
susam

YAPILIŞI:
Tüm malzemeyi kulak memesi kivaminda yogurun.
Mayalanmaya bırakın. 30-40 dakika
Ben her zaman ki gibi ekmek makinemde yoğurup mayalandırdim.
Kabaran hamurdan parcalar kopartip elinizle uzun rulo yapin
İki ucu birleştirin ve kendi etrafında çevirerek halka haline getirip birleştirin.
Önce pekmeze sonra susama batirip yagli kagit serilmis tepsiye dizin.
200 dereceye isitilmis firinda pisirin.

Afiyet olsun.....

20 Haziran 2008 Cuma

BİR DALDA İKİ KİRAZ


Mayıs ayında semt pazarlarında, tezgahlarda görmeye başladık ancak ilk günlerinde öyle pahalıydı ki almaya cesaret edemedik .
Haziran ayında ise hem bollaştı hem de fiyatları epey düştü.
Mevsimi geçmeden bol bol tüketin.

Kiraz meyvesi ağrıların dindirilmesinde aspirinden daha fazla etkili oluyor. Araştırıcılar bu etkiyi kirazda bulunan ‘antosiyanin’ isimli kimyasalın yaptığını bildirmektedirler. Kirazda 12-25 miligram arasında antosiyanin bulunmakta ve bu maddenin ağrı kesici etkisinin aspirinden on kat daha fazla olduğu bildirilmektedir. Araştırıcılara göre, günde 20 kiraz yemek bir aspirin almakla eşdeğer görülüyor. Ayrıca kirazda bulunan antosiyanin maddesi E ve C vitaminlerine benzer antioksidan etkiler yapmaktadır DEVAMI
















Bu fotoğraf ise kiraz ağacının nisan ayındaki hali; baharda kar yağmış misali

18 Haziran 2008 Çarşamba

MİS GİBİ VANİLYA KOKULU ŞEKERPARELER





Çok hafif bir tatlı tarifim var bugün.

Siz de hazır almak yerine evde tatlı yapmayı tercih ediyorsanız hem kolay hem de lezzetli bu tarifi mutlaka denemelisiniz.

Hatta vanilyasını sakın kısıtlamayın,şerbetine de koyun, bayılacaksınız bu vanilya kokulu şekerparelere....



ŞEKERPARE

MALZEMELER :

(20 adet )

125 gr oda sıcaklığında tereyağı
1 yumurta (sarısından bir miktar ayırın)
1 çay bardağı irmik
1 çay bardağı toz şeker
½ paket kabartma tozu
1 paket vanilya
200 gr un (yaklaşık 2 su bardağı kadar)

ÜZERİ İÇİN :
1 yumurta sarısı
Dövülmüş Antep fıstığı
ŞERBET İÇİN :
2 su bardağı su
1+1/2 su bardağı toz şeker
3-4 damla limon suyu
1 paket vanilya

YAPILIŞI:
Tüm malzemeyi yoğurup kulak memesi yumuşaklığında bir hamur elde edin.
Hamurdan cevizden biraz daha büyük parçalar koparıp rulo biçiminde yuvarlayın.
Hafif bastırarak pişirme kağıdı serilmiş tepsiye dizin.
Üzerine yumurta sarısını sürün.
Bir çatalla üzerine çizikler atın
Önceden175 dereceye ısıttığımız fırında yaklaşık 30-35 dk., kızarana kadar pişirin.
Çok iyi pişirmek gerekiyor.
Kurabiyeler tel ızgara üzerinde soğurken şerbeti hazırlayın
Kurabiyeleri kenarları derin bir tepsi içine alın.
Sıcak şerbeti ılık kurabiyelerin üzerine dökün.
3-4 saat şerbeti çekmelerini bekleyin ,Antep fıstığı dökerek servis yapın.
Şerbeti çektiğinden emin olunca kalan şerbeti tepsiden alın ki iyice yumuşayıp dağılmasın.

Afiyet olsun



17 Haziran 2008 Salı

PUDİNGLER VE SOSLAR NEDEN TOPAKLANIR ?

Sosların ve pudinglerin topak topak olmalarının nedeni, malzemelerin yanlış sırayla eklenmesidir.

Nişasta kıvamı sağlar, ama yanlış kullanılırsa topaklanmaya da yol açar.

Yemeklerde genellikle mısır nişastası, patates nişastası,buğday unu ve pirinç unu gibi nişastalar kullanılır.

Eğer et suyu ile sos yapıyorsanız, buğday ununu sıcak yağa veya soğuk sıvıya katmanız gerekir. Böylece nişasta tanecikleri yağla iyice karışır. Sosun diğer malzemeleri eklendiğinde topaklanmazlar.

Pudingler de topak topak olabilir.(Paketlerde hazır olarak satılanlar elbetteki topaklanmıyor.)

Eğer toz nişastayı doğrudan sıcak suya veya süte katarsanız nişasta taneciklerinin dışı yapışkan hale gelir,içleriyse kuru kalır.İçlerinde ham nişasta olan bu topaklar parçalanmaz.

Ama nişastayı soğuk sıvıya eklerseniz,nişasta taneciklerieşit bir biçimde dağılır,sıvıyı emer,sünger gibi şişer. Topak topak olmalarına fırsat kalmaz. Siz karışımı ısıttıkça ,nişasta tanecikleri daha da fazla sıvı emer ve puding koyulaşır.

KAYNAK

16 Haziran 2008 Pazartesi

KİRPİ KURABİYE


Acemi Şef Esra’nın sayfalarında gördüğümden beri aklımdaydı bu kirpicikler…

Bu güne kısmetmiş hazırlamak .Hoş bir vesile ile ve büyük bir keyifle hazırladım bu kurabiyeleri.

Her biri ile tek tek uğraşmak biraz zaman alıyor ama uzun ve zahmetli bir sürenin sonunda dünyaya gözlerini açan İREM bebek ve abisi MERT için zahmete değiyor doğrusu.

İrem bebeğe hoş geldin onun annesi ve çok sevdiğim arkadaşıma da kolay gelsin diyorum.




NOT: Detaylı bilgi ve foto için buraya tıklayınız.

Acemi şef’ten aynen aktarıyorum.
Ben sadece gıda boyası ile biraz renklendirdim.


Kurabiyemizin hamurunu hazırlamaya başlamadan önce ucu sivri bir makası (küçük dikiş makasları daha iyi oluyor) güzelce yıkayıp, kaynattığımız suyun içine koyalım ki dezenfekte olsun.

Hamur Malzemeleri:

4,5 çay bardağı un

135 gr. oda ısısında margarin veya tereyağı

5 tepeleme çorba kaşığı pudra şekeri

1 yumurta akı

2 çay kaşığı şekerli vanilin

Yapılışı:

Tüm malzememizi yoğurup 4-5 parçaya ayıralım.

Buzdolabında 1 saat dinlendirelim.

Süre sonunda her bir parçayı dolaptan tek tek çıkarıp şekil vereceğiz çünkü hamurumuzun şeklini kaybetmemesi için soğuk olarak fırına girmesi gerekiyor.

Fırınımızı 175 dereceye ısıtalım.

Dolaptan aldığımız hamur parçasından ceviz kadar bir parça koparalım.

(Hamuru ne kadar küçük şekillendirirseniz içi o kadar iyi pişer)

Bu parçayı bir ucu sivri olacak şekilde yuvarlayalım.

Sivri ucu makas ile kirpinin ağzınını oluşturmak üzere yatay olarak keselim.

Üst kısmından bir miktar boşluk bıraktıktan sonra (surat kısmı olacak) yine makasımızla hamuru kirpinin dikenlerini oluşturmak üzere yanyana keselim.

Bu işlemi hamurun üst yüzeyi boyunca tekrarlayalım.

Hazırladığımız kirpinin göz kısmını oluşturmak üzere varsa iki adet boncuk şekeri hamurun ön kısmına koyup, elimizle birbirine doğru yaklaştırarak bastıralım.

Göz için kuş üzümü, çörek otu, damla çikolata vs. de kullanabilirsiniz.

Hazırladığımız kirpileri ısınmış fırına koyalım. Üzerleri pembeleşene kadar pişirelim. Daha sonra fırından hemen çıkarıp soğumaya bırakalım.

Afiyet Olsun!

15 Haziran 2008 Pazar

BU GÜN BABALAR GÜNÜ


















TÜM BABALARIN BABALAR GÜNÜ KUTLU OLSUN. *******************BU KİTAP DA MİNİK TOSBAA'NIN HEDİYESİ BABASINA....

8 Haziran 2008 Pazar

MISIR ŞURUBU NASIL ŞİŞMANLATIR???




Mısır şurubu…Neredeyse her yerde değil mi?

Mısır nişastasından yapılan mısır şurubu renksiz ve şeffaf olup, yüksek miktarda fruktoz içerir.
Bal tadındadır.
Şeker kamışı şekerinden daha tatlıdır ve şekerleme, kek, ekmek, reçel ve çeşitli içeceklerin yapımında kullanılabilir.


Sizi şişmanlatıyor olabileceğini hiç düşündünüz mü ?

İşte bunun nedeni : Yüksek fruktozlu mısır şurubu (HFSC) birçok içeceğin şeker içeriğini karşılarken, ketçap, salata sosları ve bazı tür ekmekleri tadlandırmaya kadar birçok yiyecekte kullanılır. Bununla beraber vücutta sindirim sistemindeki açlığı kontrol eden hormonlara çelme takıp bozulmalarına neden olur.

Sonuç: Dolu ve tok bir mideye sahip olduğunuzu beyine iletmesi gereken hormonlar düzgün işlemez böylece daha fazla açlık duyarsınız. Bugünden itibaren yiyeceklerdeki besin değerleri etiketlerini daha dikkatlice okuyun ve tükettiğiniz mısır şurubu miktarını azaltarak daha sağlıklı olun.

Sindirim sisteminizdeki iki temel hormon sayesinde açlığınızı ve iştahınızı kontrol edersiniz.

Grelin hormonu midede saklanır ve iştahınızı arttırır. Mideniz boşaldığınızda grelini dışarıya salgılar ve yiyecek ihtyacı duyduğunuzu beyine iletir.

Leptin ise beyninize midenizin dolu olduğunu söyleyen hormondur. Yüksek fruktozlu mısır şurubu leptin hormonunu saklar ve beyninize tok olduğunuz mesajının iletilmemesine sebebiyet verir.

Aynı şurup konu greline gelince kesinlikle çalışmasını engellemez ve midenizde yeteri kadar yiyecek bulunsa bile beyninize devamlı aç olduğunuz mesajının iletilmesini sağlar.
Yüksek fruktozlu mısır şurubu tüketiminin yaygınlaşması, belki de yaygınlaşma olan obezite sorunun fizyolojik nedeni olabilir.

Şekerden daha ucuz olduğu için birçok yiyecek ve içecekte yüksek fruktozlu mısır şurubu kullanılmaktadır.

Birçok üretici, ürünlerindeki yağ miktarını azaltıp bunu özellikle belirtirken, arttırmakta oldukları mısır şurubu oranından bahsetmemektedir.

Bütün bunların anlamı artık yiyecek ve içeceklerdeki besin değerleri etiketlerini daha dikkatli okumanız ve yağ içermese bile şişmanlamanıza neden olacak bu şuruptan biraz kaçınmanızın size büyük yararı olacağıdır.


KAYNAK

3 Haziran 2008 Salı

DEREOTLU MEZZANELLİ



Çin'de binlerce yıldan beri bilinen 18 yy. da Marco Polo tarafından keşfedilerek Avrupa'ya getirilen makarna İtalyan mutfağının başlıca özelliğini teşkil eder. Bilhassa Napoli'liler bunu kendi milli yemeği olarak kabul etmişlerdir.

Makarna sert buğday unu, nişasta, yumurta ve gerektiğinde tereyağı, ıtırlı bitkiler, renklendiriciler gibi katkı maddeleri ile hazırlanır.

Makarna ince hamur mânasına gelen İtalyanca Maccheroni’ den alır.

İtalyanlarda çok sayıda makarna çeşidi vardır. Bunlardan bazılarını belki lâzım olur diye yazalım. Makarnalar : Acini di pepe, Bucatini, Cannelloni, Cavatelli, Ditali, Ditalini, Farfalle, Fusilli, Fettuccini, Maccaroni, Mafalde, Margherite, Mastaccioli, Mastaccioli rigate, Mezzani, Occhi di lupo, Perciatelli, Rigatoni, Spaghetti, Spaghettini, Spiedini, Tripolini, Tufo, Tufoli rigate, Ziti. Erişteler : Fettuccelle, Fettıcini, Gnocchi, Lasagne, Tagliatelle.

Makarnaların fotoğraflarını görmek için buraya tıklayın...

İtalya'da olduğu kadar tüketilmese de ,Türkiye'nin makarna çeşidi az değildir. Adını biçimlerinden alan Çubuk, Düdük, Yüksük, Fiyonk, Kelebek, Burgu, Mantı, Bukle, Dirsek, Bülbül yuvası, Boncuk, İnce kesme, Kalem, Fırın makarna gibi türleri vardır.

Ayrıca son zamanların modası olan yabancı kelime kullanma makarnalara da sirayet etmiş market raflarında Rigatoni, Lumachine Rigate, Papardelle,Spagetti, Mezzanelli, Lazanya gibi isimler boy göstermeye başlamıştır.

Makarna sınıfına giren şehriye çeşitleri : Arpa, Oyma, Tel, Yıldız şehriye ve en eski Türk makarnası olan Erişteyi sayabiliriz.

Makarna pişirmenin önemli noktaları :

Makarna pişirmenin ilk ve en önemli şartı İtalyan'ların deyimi ile al dante olmasıdır. Bunun mânası makarnanın kaynamış hamur haline getirilmeden dişler arasında hissedilmesidir.Bu tarzda pişirilen makarna her hangi bir sosla hemen birleşir ve sindirimi son derecede kolaydır. Şimdi de iyi makarna pişirmenin şartlarına göz atalım.

1- Oldukça büyük bir kap seçmeli ve pişirilecek makarnaya göre tanelerin suyun içinde serbest olup birbirine yapışmamasını sağlayacak kadar bol kaynar su olması gerekir. Pratikte 500 g. Makarna için 6 litre su kullanılır.

2- Tencerenin içindeki su kaynamaya başlarken içine 2 çorba kaşığı tuz ve 2 çorba kaşığı zeytinyağı ilâve etmeli. Tuz koymanın sebebi suyun kaynama şiddetini arttırmaktır. Yağ ise kayganlaşan makarnaların kolayca dökülüp sosla karışmasını kolaylaştırır.

3- Kaynayan suya makarnaların hepsini birden atmak lâzımdır. Burada dikkat edilecek husus bilhassa spagetti pişirirken makarnaların kırılmamasını sağlamaktır.

Şayet kullanılan tencere yeteri kadar derin değilse spagettileri tahta bir kaşıkla yavaş yavaş suya daldırmak lâzımdır.

4- Makarnalar pişerken tahta bir kaşıkla sık sık karıştırmak gerekir.

5- Hiçbir zaman makarnalar lüzumundan fazla pişirilmemelidir. Meselâ spagetti 6-8 dakika, ev makarnaları 4 dakika, lazanyalar 12-15 dakika arasında pişirilir.

6- Makarna piştikten sonra hemen bir süzgeçten geçirilmelidir. Bu arada şuna da dikkat edilmelidir : Süzgeci son damla su akana kadar kuvvetlice sallamak gerekir. Eğer sulu kalırsa makarna pişmeye devam eder ve yumuşak unlu bir tadı olur. Bazılarının ileri sürdüğü gibi pişen makarnalar soğuk sudan geçirilmez, zira soğuk makarna sıcak sosla iyice birleşmez.

7- En son olarak da makarna iyice süzüldükten sonra dumanı tütercesine yanında ya da üstünde sosu olduğu halde servise sunulmalıdır.

MAKARNALARIN YAPI TAŞLARI VE KALORİ MİKTARLARI:

Protein=7.7

Karbonhidrat=67

Yağ=5

Kalori=390



KAYNAK


Yukarıdaki makarna Pastavilla Mezzanelli ile yapıldı... Gelelim makarnamızın tarifine:

MALZEMELER:

250 gr uzun makarna

3 lt. Su

1 yemek kaşığı Tuz

1 yemek kaşığı Zeytinyağı

SOSU

1 su bardağı süt

1 yemek kaşığı un

½ çay bardağı Zeytinyağı

1-2 çay kaşığı Tuz

1-2 çay kaşığı Karabiber

HARCI

Beyaz peynir

Dereotu

YAPILIŞI

Büyük bir tencereye su konur.

Kaynamaya başlayınca bir yemek kaşığı tuz ve yağ ilâve edilir.

İçine makarna konarak çok yumuşak olmayacak şekilde pişirilir,hemen süzülür.

Soğuk su ile soğutulur.

Un, yağ ile kavrulur ve süt eklenir.

Çırpma teli ile karıştırılır

Tuz,karabiber eklenir.

Dereotu ince ince kıyılır ve peynir ile karıştırılır.

Pişen uzun makarnalar boyuna uygun uzun bir kalıp içine bir sıra dizilir.

Üzerine beşemal sos dökülüp tekrar bir sıra makarna dizilir.

Orta kısma gelince peynirli harç konur ve aynı şekilde işlem sürdürülür.

200 derece fırında üzeri kızarana kadar pişirilir.

Ilınınca kalıp ters çevrilir ve dilimleyerek servis yapılır.

Afiyet olsun.

2 Haziran 2008 Pazartesi

KİLO VERMENİN 50 DEĞİŞİK YOLU


KAYNAK

Restoranların cazibesine kapılmayın. Hatta menüyü açmayın bile. Neyi sipariş edip etmemeniz gerektiğini nasılsa çok iyi biliyorsunuz.(Melisa Hayırlıoğlu)

İşte size 3-4 kilo vermenin 50 değişik yolu. Beğendiğiniz birini deneyin. Eğer biri işe yaramazsa, bir diğerine geçin. İpuçlarından birini bir ay boyunca düzenli olarak uygulan bakalım, kaç kilo vereceksiniz?

1- Tamamen unutun

Sık yediğiniz, yağ oranı yüksek bir yiyeceği seçin ve onu 40 gün için tamamen unutun. Bu süre sonunda o yiyeceğin tadı ağzınızdan silinecektir.

2- Yiyeceklerinizin miktarını azaltın

Her zaman yediğiniz miktarı indirin. Hala istediğiniz şeyi yiyor olacaksınız. Büyük bir ihtimalle kendinizi aç hissetmeyeceksiniz ve her gün esaslı bir şekilde kalori tasarrufu ettiğinizi göreceksiniz.

3- Aynı tadı verenler arasında her zaman daha düşük kalorilisini seçin

Örnek: Portakal suyu (l fincan 110 kalori) yerine domates suyu (l fincan 45 kalori) için. Yarım bardak vişne suyunu yarım bardak soda ile karıştırdığınızda kalorisi yüzde 50 düşer.

4- Ölçüyü kaçırmayın

Dışarıda yemek yediğiniz zaman, bir antre ve ufak bir salata yiyin.

5- Yağ defterini kapatın

Restoranların cazibesine kapılmayın. Hatta menüyü açmayın bile. Neyi sipariş edip etmemeniz gerektiğini nasılsa çok iyi biliyorsunuz.

6- Atıştırmayı bırakın

Arabanın içinda atıştırıyor musunuz? Telefonla konuşurken bir şeyler yiyor musunuz? Vazgeçin...

7- İçtiğiniz süte dikkat edin

Eğer her gün süt içme huyunuz varsa, perhiz yapanlar için piyasadaki yağsız sütleri tercih edin. Her gün l fincan yağlı süt yerine, içeceğiniz l fincan yağsız süt, haftada 32 gr yağ almayı engeller.

8- Ev yemeklerine “dur” deyin

Gelecek bir ay için annenizin, ya da akrabalarınızın davetlerini kabul etmeyin.

9- Buzdolabınıza baskın yapın

Bu baskın her zamanki gibi, birşeyler atıştırmak için olmasın. Buzdolabının kıyısında kösesinde kalmış bol kalorili yiyecekleri atın.Mutfak dolabınızdaki yağlı cipsleri, mısır gevreklerini ve kuru yemişleri atın. Mutfağınızda sizin için kötü olan bütün yiyecekleri, önümüzdeki 30 gün için, belki de ebediyyen yasaklayın.

10- Haftasonlarını özelleştirin

Ağır yemekleri ve yağlı brunchları ortadan kaldırın, iki dilim ekmek kızartın, bunun üzerine taze çilek veya mango koyun. Beyaz şarap veya az alkollü bira için. Pazar öğleden sonraları dondurulmuş yoğurt yiyin.

11- Sinema menünüzün şeklini değiştirin

Gelecek ay sinemaya giderken yiyeceğinizi yanınızda götürün. Bu bir muz olabilir, ya da evden götüreceğiniz sağlıklı yarım sandviç.

12- Daha çok su ve soda

Alkolün yerine su ve soda içmeye özen gösterin. Vücudunuzdaki yağ parçacıklarının kaybolduğunu göreceksiniz. ‘Hızlı ve hareketli olun’ Gündelik ve iş yaşamınızda hareketli ve hızlı olmaya çalışın ki, bol bol kalori yakın. Boş vakitlerinizde yürüyüşe çıkın.


13- Vücudunuzu lifle doldurun
Aç kalmaktan kaçının. Çok lifli besinler midenize dolgunluk hissi verir. Böylece mideniz kazınmayacak ve açlık hissetmeyeceksiniz.
14-Yağa “dur” deyin
Vermeyi amaçladığınız kilonun yanında günde almanız gereken maksimum yağ miktarı, aldığınız günlük kalorinin yüzde 25’ini oluşturur. Bu miktarı daha aşağı düşürmeyin. Yağ enerji verir. A,B,E,K vitaminleri vücut için yararlı fonksiyonlara sahiptir.
15- Diyet yiyeceklere sadık kalın
Birkaç kilo verince hemen rahatlamayın, ihtiyacınız olan besinleri bol miktarda depolayın, meyve ve sebzeler, sebze çorbaları, kuskus, bulgur, ayıklanmamış pirinç gibi...
16- Çikolata yeme isteğinizi bastırın
Eğer adet öncesi dönemdeyseniz, çikolata yeme isteğinizi kesinlikle engelleyemiyorsanız, küçük mini barlardan alın veya şekersiz, sıcak kakao, yağsız puding kullanın.
17- İşkolik olun
Gelecek ay şirketin yemekhanesine girmeme kararı alın. Kahve ve çay içmek için ya da kendi getirdiğiniz sandviçi yemenin dışında... Şirketteki doğumgünü ve partilerde şerefe kaldırdığınız kadehin içinde soda olsun.
18- Kremayı kesin
Bir sinema yıldızı, içinde krema kelimesi olan hiç birşeyi yemediğini söylüyor. Kremalı pasta, kremalı çorba gibi. Çünkü o, krema demenin yağ demek olduğunu biliyor. Bunun tek istisnası, yağsız krem peynir demektir.
19- Kalorileri azaltın
Kalorileri azaltmayı bir oyun haline getirin. Bugün yediklerinizin kalori miktarını hesaplayın, yarın bundan 50 kalori düşün. Öbür gün bir 50 kalori daha düşün. Günde 1200 kalorinin altına düşmemeye dikkat edin.
20- Kahvaltı edin
Hiçbir zaman kahvaltıları atlamayın. Yağsız yoğurdun içine muzu dilimleyin. Pişmiş yulafın içine kuru üzüm koyup yemeyi deneyin.
21- Bütün dikkatinizi yiyeceğinizde toplayın
Kilosundan yakınan insanlar, genelde yemek yerken televizyon seyreden, ya da konuşan kimselerdir. Sofrada insanlarla konuşmak dışında yemek yerken bütün işlerden vazgeçin.
22- Sebzeye düşkün olanlar
Sağlığınız için günde en az 5 çeşit sebze ve meyve yemeniz gerekir. Bunu gerçekten deneyin. Şişkinlik hissetmeden nasıl tok durduğunuza şaşıracaksınız. Böylece doygunluk hissi veren yağsız, bol lifli bu yiyecekler, yememeniz gerekenlere midenizde çok az yer bırakır.
23- Fast Food’a dikkat edin
Fast Food, diyetiniz için iyi bir seçim değildir. Fakat bazen Wendy’s veya Mc Donald’s ziyaret etmek zorunda kalırsanız, sade hamburger ve diyet içecekleri tercih edin.
24- Vücudunuzu çalıştırın
Sizi daha aktif olmaya zorlayacak bir part-time iş edinin, yada gönüllü yapacağınız bir iş bulun. Yaşlı komşunun köpeğini gezdirin.
25- Süratinizi arıtırın
Yaptığınız iş ne olursa olsun, bunu daha fazla kalori yakacağınız bir seviyeye getirin. Bir hafta içinde birçok kez yürüyüş yapıyorsanız, haftada bir yapın ama yürümek yerine koşun. Akşam yemeğini bir tabureye oturarak mı hazırlıyorsunuz? Ayağa kalkın. Etrafı toparlarken müzik setinde çalan parçanın eşliğinde dans ederek hareket edin.
‘Lifli yiyecek yiyin!’ Fast food beslenmeyi bırakın. Öğünleri sıklaştırın ve sizi tok tutacak lifli gıdalarla beslenmeye çalışın. Öğünlerinizde meyve ve sebze ağırlıkta olsun.
26- Ufak bir çocuğu veya köpeği ödünç alın
Çocuğunuz veya köpeğiniz yoksa, bir ay için cumartesi ve pazar günleri bir yakınınızın küçük çocuğuna bakın, ya da arkadaşınızın köpeğini yürüyüşe çıkarmayı üstlenin. Herkes sizin ne kadar yardımsever olduğunuzu düşünürken, siz bol bol enerji harcayacaksınız.
27- Spor yapın
Öğle yemeği randevularınızı spor salonunun randevuları ile değiştirin. Sağlıklı, ufak bir öğle yemeğinden sonra spor ayakkabılarınızı giyin, arkadaşınızla buluşun ve bir yerlere gidin. Hızlı bir yürüyüşe çıkın veya mevsimine göre yüzmeye yada bir aerobik sınıfına katılın.
28- Zoru deneyin
Hiç denemediğiniz fakat istediğiniz ama gözünüzü korkutan bir spor var mı? Dağcılık, buz pateni, ralli size korku mu veriyor? Eğer fiziksel olarak bunları yapmaya uygunsanız hemen bunlarla ilgili bir sınıfa yazılın. Bu, belki de hayatınız boyunca vazgeçemeyeceğiniz bir uğraş olacak ve kilolarınız tahmininizden çok önce kaybolup gidecek.
29- Günde bir saatinizi kendinize ayırın
İşyerinde çok kötü bir gün geçirdiyseniz, arkadaşlarınız ile oturup sohbet etmek güzel. Fakat sohbet ederken biraları bitirip, fıstık kesesini parlatmayın. Yorucu bir günün sonunda bisikletle dolaşmayı deneyin, ne kadar dinlendiğinizi göreceksiniz.
30- Dans edin
Sadece Cuma geceleri dans etmek yerine bir hafta boyunca, gün aşırı dans edeceğiniz yerlere gidin veya sevgilinizi, eşinizi bir dans kursuna yazılması için ikna edebilirseniz, kilolarınızı kaybederken aşk hayatınıza yeni bir heyecan da katmış olursunuz.
31- Etrafı toplayın
Halının üzerine yayılmış gazeteleriniz milattan önceye mi ait? Camları en son ne zaman sildiğinizi hatırlayabiliyor musunuz? Biraz iş yapmak kimseye zarar vermez. Ayrıca, kilolarınızı daha çabuk vermenizi sağlar.
32- Tekrar çocuk olun
Çocukluğunuzda en çok sevdiğiniz oyunları düşünün. Paten kaymak mı? Hulo-Hope mu, yoksa ip atlamak mı? Bunları tekrar denemeyi düşünün.
33- Asansöre binmeyin
Önünüze gelen her merdiveni egzersiz yapacağınız bir fırsat olarak düşünün, istediğiniz kiloya gelinceye kadar asansöre binmeyi aklınıza bile getirmeyin.
34- Kaslarınızı geliştirin
Eğer vücudunuzu geliştirmediyseniz, hemen çalışmaya başlayın. 2-3 kg ağırlığında el ağırlıkları alın. Yeni başlayanlar için vücut geliştirmeyle ilgili bir video kasetten yararlanın. Gözle görülür bir şekilde kilo kaybederken vücudunuz, kaslarınız gelişecek ve metabolizmanız en fazla yağ yakacak şekilde çalışacaktır.
35- Bir sağlık köyüne gidin
Bir sağlık köyüne gitmek hem zihin, hem beden çok iyi bir deneyim olur. Pek çok egzersiz yapacak, düşük yağlı yiyecekler yiyecek ve bol bol şımartılacaksınız. Başlangıçta ne kadar kilolu olursanız olun, bir hafta sonunda bunların büyük kısmını kaybetmiş olacaksınız.
36- Yavaş yemek yiyin
Fazla kilolular, hızlı yemek yiyenlerdir. Arkadaşlarınızla veya ailenizle ne zaman yemek yerseniz yiyin, yemeği en son bitiren kişi siz olun.
37- Sıkı gelen giysilerinizi deneyin
Her sabah kalktığınızda ilk işiniz üzerinize dar gelen pantolon veya şortları denemek olsun. Bu yiyeceğinize dikkat etmekte, sizi gün boyu motive edecektir.
38- Hayallerinizi kutulayın
İstediğiniz kiloya indiğinizde yapmayı planladığınız herşeyi hatırlatacak bütün fotoğrafları, reklamları, yazıları kesip bir kutunun içine koyun. Birşeyler atıştırmak istediğinizde ya da jimnastik yapmaya hevesli olmadığınızda kutuyu açıp bakın.
39- Yatak odası atıştırmalarından uzak durun
Eğer sizde pek çoğunuz gibi yatak odası dahil, evin her tarafında atıştırıyorsanız, bunu bir kere daha düşünün. Ne kadar çok yerde yemek yemek için kendinize izin veriyorsanız, o kadar çok yemek yiyorsunuz demektir. Bir süre için yemek saatlerinde, yemek odası dışında diğer yerlerde yemek yemeyi kendinize yasaklayın.
‘Abur cuburu bırakın’ Eğer zayıflamaya kararlı iseniz, kesinlikle abur cuburdan uzak durmalısınız. Evde canınız sıkıldığında şekerleme yapın, ama sakın abur cubura el atmayın.


40- Kendinizi ödüllendirin
En çok sahip olmak istediğiniz 5 eşyanın listesini yapın. Her l kilo verdiğinizde ve bunu bir hafta koruduğunuzda,kendinize listedeki bir şeyi satın alın.
41- Diyetle ilgili konuşmayı yasaklayın
Bir şeyi ne kadar çok konuşursanız, bu hayatınızı o kadar etkiler. Başka insanlarla diyetiniz ve beslenme tarzınızla ilgili konuşmaları kendinize yasaklayın. Eğer sözü açılırsa nazikçe konuşmak istemediğinizi belirtin. Kilolarınızı sessizce ve kendinize özel verin.
42- Beraber diyet yapabileceğiniz bir arkadaş bulun
Her sabah birbirinize telefon açıp o gün yemek listenizde ne yemek olduğunu anlatın. Ayrıca canınız yasak olan bir şeyi çektiğinde telefonla konuşursanız bu istekten vazgeçebilir, birbirinize yardımcı olabilirsiniz.
43- Tasarruf yapın
Gerçekten ihtiyacınız olmayan bir şeyi ne zaman yemek isterseniz, ona vereceğiniz parayı bir kavanozun içine atın. Birkaç hafta sonra paraların çokluğu size ne kadar çok şey yemediğinizi hatırlatacak ve bu para ile kendinize bir hediye alabileceksiniz.
44-Sofra yerine sevgilinizin yanına gidin
Sevgiliniz kanepeye uzanmış gazete okuyor. Buzdolabında bir kutu dondurma!.. Bu ikisi arasında sevgilinizi seçtiğinizde, kalçalarınız ve sevgiliniz bu seçimden mutlu olacaktır.
45- Kendinize hoş şeyler söyleyin
Doğru bir şey yaptığınızda, mesela bir kilo verdiğinizde veya başkasının tabağında kalan pirzolaları görmezden geldiğinizde, kendinize hoş birşeyler söyleyin ve kendinizi övün.
46- Flört edin
Tutku, kiloları eritir. İkiniz korkmadan restoranlara gitmeye başlayabilirsiniz. Çünkü, aşıkken kim yiyecekleri düşünebilir ki?
47- Kilo vermek için bir mazeret bulun
Genelde insanlar düğünlerden, mezuniyet törenlerinden, özel davetlerden önce kilo vermeye çalışırlar, îyi bir bahane. Sizde önünüzde düğün yada başka bir tören yoksa, bir bahane yaratın. Örneğin, gelecek ay şirket genelinde bir toplantı varsa, bu toplantıda çalıştığınız bölümü tanıtacak bir rapor sunmayı teklif edin. Yalnızca kilo vermekle kalmayıp, şirketteki kariyerinizide sağlamlaştıracaksınız.
48- Abur cubur yemeyin
Verilecek 2-3 kilo bir yanda, kilolarınıza kilo katacak abur cuburlar diğer yanda ve siz bugüne kadar hiç aç kalmasanız da bunlardan bir türlü uzak kalamadınız. Bütün gün yapacaklarınızı planlayın. Sinemaya gidin, yürüyün, kendinizi bir romanın içine gömün ve şekerleme yapın. Ne yaparsanız yapın, yeter ki buzdolabından uzak durun.
‘Asansörü kullanmayın’ Gerek iş yerinde gerekse evinizde asansörü kullanmazsanız, kendiniz ve sağlığınız için büyük bir iyilik yapmış olursunuz.


49- Kendinize karşı katı olun
Gerçekten ” bir kereden hiçbirşey olmaz” mı? Belki de bunun için kaybetmeye çalıştığınız 2-3 kilo var. Canınız dondurma çektiğinde veya canınız spor yapmak istemediğinde “hayır” demesini bilin... Kendinizi biraz zorlamanız, kilolarınızın kaybolmasını çabuklaştıracaktır.
50- Mayonuzu giyin
Yılın hangi mevsimi olursa olsun, bir boy aynasının karşısına geçin, mayonuzu giyin. Bu daha fazla egzersiz yapmanız ve diyetinize sadık kalmanız için yeterlidir.

1 Haziran 2008 Pazar

BİO GILNIŞ

Her şeyin hazırı var diyordum ve pek şaşırmıyordum ama taa ki gılnışın hazırı ile karşılaşana kadar...
Eminim benim gibi çerkez olanlar da şaşıracaktır. Çerkez yemekleri yapan yerler ve çerkez olmayıp da bu yemeği layıkıyla yapanlar tamam da fabrikasyon gılnış beni çok şaşırttı...


Üzerinde gılnış yazmıyor tabi ki ... Makarna usulu pişirin diyor ama gılnışı tanıyanlar bildikleri usulden pişirebilirler.

Yanına da haşlanmış tavuk veya dana eti ni koyunca işte size kolay gılnış.


Neden bio-gılnış diye soracak olursanız işte cevabı:

Üzerinde yazdığına göre organik buğdayla üretilmiş bir ürün. Yani ekolojik, biyolojik ve organik tarımla üretilmiş...


Organik bile olsa bu gıda için benim tercihim ellerimizle yapılmış olanı tabi ki...